IDAF 25 – Digital Art Fest İstanbul

Tema

IDAF’25’in teması “Bağlanıyor.” Dijitalleşmenin yaşamın her yönünü dönüştürdüğü bir dönemde, bağlantı kavramı, ilişkiler, topluluklar ve varoluş hakkında geleneksel anlayışları zorlayan şekillerde evrilmektedir. Fiziksel ve sanal dünyalar arasındaki evrimsel ilişkiler, insan etkileşimlerini yeniden tanımlarken, varoluşun felsefi ve ontolojik temellerini de sorgulamaktadır.

IDAF’25, Şehir/Vatandaş, Sürdürülebilirlik/Ekoloji, Dijital İkiz/Dijital Yerliler, Bilim, İkili/İkili Olmayan, İnovasyon/Yaratıcılık ve Mimari/Taklitçilik gibi temalarla, çağdaş dünyanın karmaşık bağlantılarını derinlemesine keşfetmeyi amaçlamaktadır.

IDAF-25, bize teknoloji çağında insan olmanın anlamını yeniden düşünmek için bir fırsat sunarken dijital iletişimden sanal yakınlığa kadar teknolojinin etkileşimlerimizi nasıl şekillendirdiğini ele alarak, merkeziyetsiz bir dünyadaki bağlantılara dair geniş bir bakış açısı sağlayacaktır. Sanatsal vizyonunuzu paylaşmak ve bu bağlantıların felsefi ve varoluşsal boyutlarını diğer sanatçılar, küratörler ve düşünürlerle birlikte keşfetmek için sizi IDAF-25’e davet ediyoruz.

Sanal Tur

Sergimizin Kataloğuna Aşağıdaki Butona Tıklayarak Ulaşabilirsiniz

Sergi Kataloğu

Sanatsal Ekip

Esra Özkan

Artistic Director

Esra Özkan

Artistic Director

Esra Özkan, yapay zeka ve medya sanatı üzerine uzmanlaşmış bir küratör, araştırmacı ve kültür yöneticisidir. Dubai’de yaşayan Özkan, kültürel projeleri kürate etme ve yönetme konusunda 12 yılı aşkın deneyime sahiptir. Avrupa ve Türkiye genelinde çeşitli sergiler, seminerler ve paneller düzenlemiş ve organize etmiştir. 2015 yılından itibaren küratöryal pratiğini dijital sanatlara odaklayarak bu alanda sürekli sergiler üretmiştir. Uzmanlık alanları dijital sanat, yapay zeka ve biyo-sanat olan Özkan, güncel araştırması “21. Yüzyıl Sanatında ve Görsel Kültüründe Algoritmik Yaklaşımlar Üzerine Bir Çalışma” kapsamında, veri odaklı sanatın Post-dijital hareket perspektifinden etkilerini incelemektedir. Plastik sanatlar, sanat yönetimi ve felsefe alanlarında akademik derecelere sahip olan Özkan, 2019-2020 yılları arasında Contemporary Istanbul Sanat Fuarı’nın teknoloji bölümünün küratörlüğünü yapmıştır. 2019’dan itibaren İstanbul Dijital Sanat Festivali’nin Sanat Direktörü olarak küratöryel ekipleri yönetmiş ve sergilere yön vermiştir. 2021-2023 yılları arasında Türkiye’nin ilk dijital sanat müzesi olan X Media Art Museum’un küratörlüğünü ve direktörlüğünü üstlenerek sürükleyici sergiler üretmiştir. 2022’den itibaren Samsung Türkiye’de danışma kurulu üyesi ve küratör olarak görev almaktadır. Ayrıca, uluslararası küratöryel projeler ve sanat araştırmalarına odaklanan, İstanbul merkezli bir yeni medya laboratuvarına sahip kadın liderliğindeki dijital sanat girişimi CapitArt-X’in kurucu ortağıdır.

Avind

Ai Küratör

Avind

Ai Küratör

Avind, Türkiye'nin ilk yapay zeka küratörü olarak tanınıyor ve dijital sanat alanında yenilikçi bir isim olarak öne çıkıyor. Avind, Yapay Zeka teknolojilerinden yararlanarak sanat sergilerinin küratörlüğünü yapıyor ve organize ediyor. dijital sanat gösterileri, böylece sanat ve teknoloji arasındaki sınırları zorluyor. Sanatçılar, küratörler ve izleyiciler arasında etkileşimli bir köprü görevi gören Avind, dijital çağda sanatın nasıl yaratılabileceği, sunulabileceği ve yorumlanabileceği konusunda yeni bakış açıları sunuyor.

Rahim Ünlü

Küratör

Rahim Ünlü

Küratör

Sanat yönetmeni, küratör ve medya sanatçısı olarak sanata olan bağlılığını sürdürmek için 10 yıldan fazla zaman harcadı. En önemli başarılarından biri Dünyanın Birinci NFT Bienali'nin (nftbiennial.com) kurucu direktörlüğüne hizmet etmesi olmuştur. Kolektif, dinamik ve rizomatik bir yaklaşımı benimseyen NFT Bienali, 100'den fazla farklı sanatçının eserlerine yer veren ve 10 küratörün uzmanlığından yararlanan çok sesli bir anlatıyı güçlendirdi.

Samed Karagöz

Küratör

Samed Karagöz

Küratör

Sanat eleştirmeni, küratör, tv yapımcısı ve köşe yazarı Samed Karagöz Rus Dili ve Edebiyatı Bölümünde okudu. Dostoyevski ve Çehov’dan çeviriler yaptı. Çok sayıda serginin küratörlüğünü üstlendi. TRT World kanalında yayınlanan Showcase programının uygulayıcı yapımcılığını üstlendi. Uzun yıllardır köşe yazarlığı yapıyor. Anadolu Ajansı tarafından yayımlanan 100 Yılın 100 Edebi Eseri, 100 Yılın 100 Sanat Eseri, 100 Yılın 100 Sinema Eseri kitaplarını yazdı. Sanat yazılarını Kamçatka isimli kitapta yayımladı. 11. Boğaziçi Film Festivali’nin artistik direktörlüğünü yerine getirdi. Çok sayıda film festivalinde, sanat ve edebiyat ödüllerinde jüri üyeliği görevinde bulundu.

Niyazi Erdoğan

Küratör

Niyazi Erdoğan

Küratör

İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık bölümünden 1999’da mezun olan Niyazi Erdoğan, yine aynı üniversitede mimarlık tarihi üzerine yüksek lisansını 2003 yılında tamamladı. 2003 Yılında İTKİB’in düzenlediği Genç Moda Tasarımcıları yarışmasında finale kalan Erdoğan, aynı sene Parsons School of Paris’de yaz üniversitesine katıldı. Moda Tasarım ve Danışmanlık Hizmetleri 2006 yılında markalar ve üretim yapan ihracat firmaları için, koleksiyon tasarımı, marka kimliği oluşturmak, tasarımı ekibi kurmak ve yönetmek, marka işbirlikleri yapmak üzere İstanbul’da kurdu. İNCİ DERİ ile 2013 yılında yaptığı marka işbirliği projesiyle Niyazi Erdoğan X İNCİ etiketleriyle dört sezon erkek ayakkabıları tasarladı. Asics Global ile yaptığı işbirliği projesinde yine Niyazi Erdoğan X Asics etiketi ile performans kıyafetleri serisini oluşturdu. SARAR VE Interviev SARAR markaları için Sonbahar-Kış 2022 koleksiyonunu tasarladı. Colin’s markası için İlkbahar-Yaz 2024 koleksiyonuna ek bir line hazırladı. CLIMBER markasına Sonbahar-Kış 2023/2024 ve İlkbahar-Yaz 2024 sezonlarına yaratıcı yönetmenlik yaptı. Teknolojik gelişmelere ayak uyduran Erdoğan, tasarımın dijitalleşmesine öncü dünyada ilk defa CLO 3D ile tasarlanmış defileyi Mercedes Benz Fashion Week İstanbul’da sergiledi. Bugün hala dijital tasarım süreçleri ve yapay zeka ile çalışmalarına devam etmekte.

Evgeniya Romanidi

Küratör

Evgeniya Romanidi

Küratör

Evgeniya Romanidi, Dubai merkezli yenilikçi bir dijital sanat projesi olan Project22'nin kurucusu ve küratörüdür. Sanat alanında geniş bir geçmişe sahip olan Evgeniya, sanatsal ifadeyi teşvik etme tutkusuyla, Birleşik Arap Emirlikleri'nde ve uluslararası alanda 20'den fazla sergi ve projeyi organize etmiştir. Sanatsal Vizyon & Çalışmaları Evgeniya’nın sanat yolculuğu, sanatçılar ile izleyiciler arasındaki bağı güçlendirme misyonuna dayanmakta ve küresel ölçekte yankı uyandıran sürükleyici deneyimler yaratmaya odaklanmaktadır. • Dijital sanat, etkileşimli enstalasyonlar ve büyük ölçekli sergiler üzerine uzmanlaşmıştır. • Liderliğinde, Project22, dijital sanatçılar için çığır açan bir platform haline gelmiş ve sanatı yenilikçi yollarla sergileme fırsatları sunmuştur. • Dubai merkezli olarak, BAE ve dünya genelinde önemli galeriler, immersive sanat alanları ve kültürel kurumlarla iş birlikleri gerçekleştirmektedir. Sanatın sınırlarını zorlamaya ve çağdaş dijital sanatın evriminde öncü bir rol üstlenmeye devam eden Evgeniya, sanatçılara yeni ifade biçimleri yaratmaları için ilham veren güçlü bir figürdür.

Sanatçılar

Ada Eden

Ada Eden

Ada Eden, öncü programcı Ada Lovelace’ın adına ithafen kurulmuş bir yaratıcı kolektiftir. 2023'ün başlarında kurulan ekip, yapay zeka tabanlı yaratıcı hikâye anlatımı üzerine oyunlar geliştirmeyi ve araştırmalar yürütmeyi amaçlamaktadır. Ana ekip üyeleri: Yuqian Sun – Yapımcı, sanat yönetmeni, programcı ve baş tasarımcı Artemy – Baş programcı Yazarlar, sanatçılar, müzisyenler ve asistan programcılar Ekip, Çin, Birleşik Krallık ve Kuzey Amerika’daki üyeleriyle uzaktan iş birliği yaparak çalışmalarını sürdürmektedir.

Adrien & Claire

Adrien & Claire

Adrien M & Claire B şirketi, sahne performanslarından enstalasyonlara kadar uzanan dijital ve yaşayan sanat formları yaratmaktadır. Şirket, Claire Bardainne ve Adrien Mondot tarafından ortaklaşa yönetilmektedir. Yaklaşımı, insan deneyimini teknolojik meselelerin merkezine koyarak bedene odaklanan güçlü bir görsellik ve şirket içinde geliştirilen benzersiz, özel teknolojilerle şekillenmektedir. Amacı, hareketli, el yapımı, kısa ömürlü ve duyarlı olan yaşayan dijital sanat eserleri üretmektir.

Aleksandra Jovanic

Aleksandra Jovanic

Aleksandra Jovanić, Belgrad, Sırbistan'da yaşayan, Dijital Sanatlar alanında doktora ve Bilgisayar Bilimleri alanında lisans derecesine sahip bir sanatçı ve programcıdır. Araştırma ve sanatsal pratiğinde, özellikle interaktif sanat, sanat oyunları ve jeneratif sanat alanında çeşitli medyaları birleştirir. Jovanić'in son dönem çalışmaları, veri görselleştirme ve optik yanılsamaların estetiğinin yanı sıra kabul görmüş doğruluk ve gerçeklik kavramlarının araştırılmasına odaklanmaktadır. Çalışmaları uluslararası alanda sergilenmiş ve Unit London, FeralFile, Vellum LA / Artsy, Galerie Data, MoMI NY ve Tezos ile ArtBasel'deki sergilerde yer almıştır. Yardımcı Doçent olarak Belgrad Güzel Sanatlar Fakültesi'nde, Uygulamalı Sanatlar Fakültesi'nde yüksek lisans çalışmalarında ve Belgrad Sanat Üniversitesi'nde sanat-doktora çalışmalarında üç eğitim düzeyinde ders vermektedir.

Andréa Philippon

Andréa Philippon

Andréa Philippon, İsviçre’nin Lozan kentinde yaşayan bir dijital sanat sanatçısıdır. Multimedya alanındaki çok disiplinli geçmişi, doğa ile dijital dünyayı harmanlayan sürreal ve rüya gibi görseller yaratmasına ilham vermektedir. Sanat pratiğinde, doğanın zarafetini ve uyumunu yakalamayı amaçlayarak gerçekliği bir tutam fantezi ve sürrealizmle birleştirir. Bitki ve mantar krallıklarına duyduğu tutku, eserlerinde büyüleyici ve etkileyici doğal formlar olarak kendini gösterir. Otelcilik ve restoran sektöründe on yıl çalıştıktan sonra, dijital sanat alanında yeni bir yol izlemeye karar vererek Lozan’daki sanat ve iletişim okulu Eracom’da eğitim almıştır. Mezuniyetinin ardından çeşitli şirketlerde çalışmış, ancak serbest çalışmanın kendisine daha uygun olduğunu keşfetmiştir. Son beş yıldır tam zamanlı serbest sanatçı olarak üretim yapmaktadır. Sanatı, doğayla olan derin ve kadim bağlantıyı yansıtır. Renkli, sürreal fauna ve huzur dolu eserleriyle izleyicilere hayranlık ve dinginlik hissi sunar. Bilgisayar destekli görselleri, doğanın özünü ve zarafetini yansıtarak onun güzelliğini ve kırılganlığını gözler önüne serer. Çalışmaları, doğal evrimin ve potansiyel geleceklerin farklı perspektiflerini sunarak izleyicileri çevre ile olan etkileşimleri üzerine düşünmeye davet eder. Sanatsal ilham kaynakları arasında Antoni Gaudí, Alphonse Mucha ve Pierre-Joseph Redouté gibi isimler yer almaktadır. David Guetta ve Björk’ün sahne şovları için görseller hazırlayarak ünlü sanatçılarla işbirliği yapmış, ayrıca Typotheque ile tehdit altındaki bitkiler ve savunmasız diller üzerine projeler geliştirmiştir. Eserleri Paris, Tokyo ve Şanghay gibi büyük şehirlerde sergilenmiştir.

Anna Stejskalová

Anna Stejskalová

Bára Anna Stejskalová, Prag’daki Sahne Sanatları Akademisi’nin (FAMU) TV Okulu'nda yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Mezuniyet filmi The Fishermen (2017), BAFTA kısa listesine girmiştir. Filmi Love Is Just a Death Away (2020), ABD prömiyerini SXSW’de yapmış, BAFTA kısa listesine alınmış ve Palm Springs Film Festivali’nde iki ödül kazanmıştır. 2022'de Venedik Film Festivali'nde prömiyeri yapılan VR filmi Darkening'in sanat yönetmenliğini üstlenmiştir. Şu anda yeni stop-motion müzikal animasyonu 9 Million Colors üzerinde çalışmaktadır. 2021 yılında kurulan animasyon stüdyosu DIVIZE’nin yönetmenidir.

Anthony Samaniego

Anthony Samaniego

Anthony Samaniego, Los Angeles, California doğumlu Amerikalı bir görsel sanatçıdır. Cal State University of Northridge'de Ekonomi alanında lisans eğitimi aldıktan sonra, Warner Brothers'ta analist olarak çalışmıştır. Bir kaza sonucu yürümeyi yeniden öğrenmek zorunda kaldığı uzun bir iyileşme sürecinde fotoğrafçılığa ilgi duymuş ve kendini bu alanda geliştirmiştir. Erken dönem çalışmalarında, Los Angeles silüetini ve evinin yakınlarındaki doğayı fotoğraflamıştır. Film fotoğrafçılığına olan tutkusu ve sosyal medyada sanatını tutarlı bir şekilde paylaşma arzusu, onu sinemagraf alanında öncü sanatçılardan biri haline getirmiştir. Profesyonel bir fotoğrafçı olarak tanınmasının ardından, 3D sanatına yönelmiş ve fotoğrafçılıktan öğrendiği teknikleri dijital sanata entegre etmiştir. Sanatsal Yaklaşım Anthony'nin günümüz çalışmaları, gerçek dünyadaki cansız nesneleri dijital alanda akan hatıralara dönüştürmeyi amaçlamaktadır. İzlenimcilik ve sürrealizmden ilham alarak, mekânı ve ölçeği yeniden yorumlamakta ve görsel güzelliğin algısını keşfetmektedir.

Ari Dyker

Ari Dyker

ARI DYKIER, Polonya merkezli bir görsel sanatçıdır. Camerimage Film Okulu’nda eğitim almış ve kariyerinin büyük bir bölümünü film yapımcısı olarak geçirmiştir. Animasyona olan tutkusu nedeniyle, sürrealizm ve sanat geleneğinden ilham alarak kolaj tekniğiyle animasyonlu görseller üretmeye odaklanmıştır.

ARTECHOUSE Studio

ARTECHOUSE Studio

ARTECHOUSE Studio, büyük ölçekli, teknoloji odaklı deneyimler yaratmaya adanmış tasarımcılar, mühendisler, animatörler ve hikâye anlatıcılarından oluşan disiplinlerarası bir kolektiftir. Sanat ve teknoloji alanındaki önemli bir boşluğu doldurmak amacıyla kurulan Studio, ARTECHOUSE’un özgün sergileri ve iş birliklerinin yaratıcı ve teknik motoru olarak hizmet vermektedir. Refik Anadol, Yuko Shimizu ve Vince Fraser gibi sanatçılarla ve Sinirbilim Derneği, Birleşmiş Milletler Vakfı ve Nobel Ödülü Müzesi gibi kurumlarla çalışarak, karmaşık kavramları etkileyici ve sinematik ortamlara dönüştürmektedir. Her biri onlarca yıllık uzmanlığa sahip olan küresel ekibi, projelere bir film stüdyosu yaklaşımıyla yaklaşmakta — dijital sanatta mümkün olanın sınırlarını genişleten deneyimler hayal etmekte, inşa etmekte ve sunmaktadır.

ARTECHOUSE Studio x Society for Neuroscience

ARTECHOUSE Studio x Society for Neuroscience

ARTECHOUSE Studio, sanat ve teknolojinin olanaklarını genişletmeye adanmış öncü bir stüdyo ve mekândır. Hikâye anlatımının sınırlarını zorlayan, büyük ölçekli ve duyusal odaklı enstalasyonlar yaratmasıyla tanınır. 1969 yılında kurulan Sinirbilim Derneği (SfN), beyin ve sinir sistemi anlayışını ilerletmeye kendini adamış, dünyanın en büyük bilim insanı ve hekim topluluğudur. Bu iki kurumun ortak çalışması olan Life of a Neuron, disiplinlerarası iş birliğinde bir dönüm noktası olmuştur. Sanatsal yenilik, bilimin yalnızca bir yansıması olarak değil, aynı zamanda bilimsel keşiflerle kamuoyunun daha derin bir bağ kurmasını sağlayan hayati bir araç olarak hizmet etmiştir.

Arzu Kaprol

Arzu Kaprol

Arzu Kaprol, Türk "İnsan İnovasyonu Tasarımcısı"dır. 1992 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü’nden mezun olmuş, ardından 1994-95 yıllarında Paris American Academy’de couture eğitimi almıştır. 21 yaşında, Beymen Academia tarafından verilen prestijli "Avant-garde Designer" ödülünü kazandıktan sonra 1995 yılında kendi tasarım stüdyosunu kurmuştur. 2002-2012 yılları arasında, Beymen Grubu’na bağlı NetWork markasının büyümesinde aktif rol oynamış ve kreatif direktörlüğünü üstlenmiştir. Aynı dönemde, yenilikçi tasarım anlayışıyla QUE markasını yaratmıştır. 2011-2015 yılları arasında Paris Moda Haftası’nın resmi takviminde yer almış, Rue Saint-Honoré’de bir showroom açarak uluslararası pazara açılmıştır. Koleksiyonları, Londra’daki Harrods, Paris’teki Montaigne Market ve New York’taki Bergdorf Goodman gibi ikonik mağazalarda satışa sunulmuştur. 2011 yılında, New York Modern Sanat Müzesi'nde (MoMA) gerçekleşen amfAR gecesinin 25. yılına özel, resmi kırmızı kurdeleyi temsil eden yedi couture elbise tasarlamıştır. 2015 yılında Türkiye’nin ilk hologram defilesini gerçekleştirmiş, 2016’da ise tasarım, müzik, dans ve teknolojiyi birleştiren Türkiye’nin ilk Dijital Senfonisi’ni yaratmıştır. Aynı yıl, dijital couture defilesi uluslararası basında geniş yankı uyandırmıştır. 2015’te, iklim değişikliklerine uyum sağlayan akıllı bir ceket tasarlayarak giyilebilir teknoloji alanında öncü prototiplerden birini geliştirmiştir. 2021 itibarıyla, Bilişim Vadisi Giyilebilir Teknolojiler Koordinatörü, YASTED Başkanı ve TGSD Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır. 2022’de, TÜBİTAK Kutup Araştırmaları Enstitüsü (KAREMAM) için Antarktika’daki Türk bilim insanlarına özel koruyucu kıyafetler tasarlamıştır. Arzu Kaprol, teknolojiyi ve fütüristik tasarım tutkusunu ustalıkla birleştirerek, moda kültürünün geleceğine yön veren zamansız kıyafetler ve aksesuarlar üretmeye devam etmektedir.

Atakan Kızıltan

Atakan Kızıltan

Galatasaray Lisesi, Galatasaray Üniversitesi, Sorbonne Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu bir analitik danışman ve yenilikçi projelere imza atan bir sanatçıdır. CRR Senfoni Orkestrası ile Harbiye Açıkhava Sahnesi’nde şef Murat Cem Orhan yönetiminde gerçekleştirdiği performansta, gerçek zamanlı GAN modelleri (Üretici Çekişmeli Ağ) kullanarak dünya çapında bir ilke imza atmıştır. Bu çalışması BloombergHT ve Cumhuriyet Gazetesi gibi mecralarda ilgi görmüş, Galatasaray Üniversitesi’nin akademik dergisinde de yayınlanmıştır. 2024 yılında Zorlu PSM’de Avrupa’nın önde gelen sanat ve teknoloji festivallerinden Sonar +D’de sahne alan Atakan, teknoloji ve sanatı bir araya getirdiği projeleriyle tanınmaktadır. Yurtiçi ve yurtdışında Büyük Ev Ablukada, FAUN, Vlad Holiday ve Federico Albanese gibi sanatçı ve gruplarla çalışmıştır.

Bahar Ceren Aslan

Bahar Ceren Aslan

Bahar Ceren Arslan, 2012-2016 yılları arasında İngilizce Ekonomi eğitimini tamamlamış, aynı dönemde Inditex Zara’da iş hayatına adım atmıştır. Türkiye pazarında 5,5 yıl boyunca merchandising, moda perakendeciliği, görsel düzenleme, ürün yönetimi ve bütçeleme alanlarında deneyim kazanmıştır. Perakende yönetimini bir ekonomistin bakış açısıyla, moda tutkusunu ise estetik bir perspektifle birleştirmeyi amaçlayarak kariyerini küresel pazarlarda sürdürmüştür. 2016-2018 yılları arasında, AKI Group, Novco Group ve Al-Hokair Group gibi uluslararası şirketlerle çalışarak Dubai, Suudi Arabistan, İran, İsrail, Ürdün, Azerbaycan ve Katar'da franchise operasyonlarından sorumlu olmuştur. Bu dönemde Orta Doğu ülkelerinin bölge yöneticiliğini üstlenmiştir. 2018-2020 yılları arasında, FORBES En İyi 500 Şirketi listesinde yer alan Al-Futtaim Group ve Inditex’in ortak organizasyonunda Zara Marka Müdürü olarak Uzak Doğu Asya pazarına transfer olmuştur. Bu süreçte Tayland, Singapur, Filipinler, Vietnam ve Malezya pazarlarında üst düzey yöneticilik deneyimi edinmiştir. 10 yılı aşkın sürede, yurt içi ve yurt dışı pazarlarda ürün yönetimi, koleksiyon oluşturma, merchandising, marka pazarlama, online satış, lojistik, depo yönetimi, insan kaynakları ve kiralama gibi alanlarda uzmanlaşmıştır. 2021 yılında, moda yönetimi konusundaki bilgi birikimiyle teknoloji ve dijital sanata olan ilgisini birleştirerek KNTLGY’yi kurmuş, böylece ilk phygital moda markalarından birini yaratmıştır. 2023 yılında, moda tasarımı, UI/UX web tasarımı ve dijital sanat alanlarında hizmet veren bir ajans kurmuş ve Meta, DressX gibi platformlar da dahil olmak üzere birçok projede yer almıştır. Akıcı İngilizce ve orta seviyede Arapça konuşmaktadır.

Begüm Aydınoğlu

Begüm Aydınoğlu

Begüm Aydınoğlu, ödüllü bir mimar, hesaplamalı tasarımcı, kentbilimci ve akademisyendir. Mimarlık, tasarım, mühendislik ve ileri teknolojiyi entegre eden yenilikçi yaklaşımıyla tanınmaktadır. Çalışmaları, dijital araçların yapılaşmış çevreyi nasıl şekillendirdiğini araştırırken, gelecekteki yaşam ve kentleşme konularına odaklanmaktadır. Lisansüstü eğitimini, Londra'daki Architectural Association Design Research Laboratory (AADRL) bünyesinde tamamlamış, burada Zaha Hadid Architects Computational Design (ZHCODE) başkanı Shajay Bhooshan ile çalışmıştır. Araştırmaları, robotik, ileri inşaat teknikleri ve yüksek performanslı kentsel yaşam için yeni modeller üzerine yoğunlaşmıştır. BEGA Architects’in Kurucusu ve Baş Mimarı olarak, algoritmik tasarım düşüncesi ve öncü mimari çözümleriyle küresel çapta tanınan bir pratiğe liderlik etmektedir. WuWei Forest Eco-Living projesiyle RIBA Trophy ödülünü kazanmış ve Hyperloop Desert Campus yarışmasında finalist olarak seçilmiştir. Mimarlık pratiğinin yanı sıra İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde lisans ve lisansüstü programlarda hesaplamalı tasarım ve mimarlıkta teknolojinin rolü üzerine dersler vermektedir. Ayrıca, mimarlık, tasarım inovasyonu ve teknolojinin etkileri üzerine uluslararası konferanslarda ve etkinliklerde konuşmalar yapmaktadır. Kanada ve Dubai merkezli ILLUSORR’un Kurucu Ortağı olarak, farklı disiplinlerde sürükleyici ve yenilikçi deneyimler geliştirmektedir.

Berk Kaan Kaya

Berk Kaan Kaya

Berk Kaan Kaya, sanatla büyümüş ve bu tutkusunu dijital dünyanın sınırsız özgürlüğüyle birleştiren bir sanatçıdır. Çocukluğundan itibaren sanata olan ilgisini gelişmiştirmiş, Güzel sanatlar eğitimiyle tasarım gücünü keşfetmiştir. Aldığı iç mimarlık eğitimini ise mekânın duygusal etkilerini anlamak ve bu etkileri sanata yansıtmak için bir fırsat olarak görmüştür. Sanatında özgünlük ve özgürlük, onun temel taşlarıdır. İç mimarlıkta kazandığı deneyimle mekânları, duyguları harekete geçiren alanlar olarak tasarlar. 3D sanatla tanıştıktan sonra, bu özgür ortamda düşüncelerini, duygularını ve hayallerini özgürce ifade etmeye başlamıştır. Eserlerinde gerçekçilik ve gerçeküstücülük arasında bir denge kurarak, dokular ve renk paletleri ile izleyicisini mekan içinde huzurlu bir kayboluş gibi hissetmesini sağlamaya çalışarak, ona farklı bir boyut katar. Bir anlam katmanının ötesinde, insanın duygusal ve zihinsel deneyimlerini de aktive etmek istemektedir. Onun için eserleri, izleyicinin duyularına hitap eden ve onları bir hikâye yaratmaya “yaşatmaya” davet eden bir deneyim olmayı hedefler.

Charles Games

Charles Games

Charles Games, 2020 yılında kurulmuş, ödüllü bir Prag merkezli bağımsız oyun stüdyosudur. Video oyunlarının sınırlarını zorlamayı amaçlayan stüdyo, toplumsal olarak etkili ve sosyal açıdan duyarlı oyunlar geliştirmeye odaklanmaktadır. Çoğu zaman kültürel ve sivil sektörlerden kuruluşlarla iş birliği yapmaktadır. Öne çıkan oyunları: ● Playing Kafka – Goethe-Institut Prag iş birliğiyle geliştirildi. Çince versiyonu, Çek Merkezi Taipei tarafından desteklendi. ● Attentat 1942 – Tarihi bir macera oyunu, uluslararası övgü aldı. ● Svoboda 1945: Liberation – Çekoslovakya’nın savaş sonrası dönemini konu alan tarihi bir oyun. ● Beecarbonize – İklim değişikliği üzerine bir kart oyunu. ● We Grew Up in War (2026) – Geçmişten günümüze, savaş ortamında büyüyen çocukların hikâyelerini anlatan bir oyun. Charles Games, video oyunlarını sadece eğlence aracı olarak değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık yaratma ve derin anlatılar sunma amacıyla kullanan bir stüdyo olarak öne çıkmaktadır.

Coline Sauvand Laurent Toulouse

Coline Sauvand Laurent Toulouse

Coline ve Laurent, geleneksel ve alternatif sanat formlarına tutkuyla bağlı iki yaratıcıdır. ● Coline, baskı sanatları üzerine eğitim almış bir yazar ve illüstratördür. ● Laurent, felsefe ve edebiyat geçmişine sahip bir programcı ve müzisyendir. Ram Ram Games, oyuncu deneyimini derin kültürel evrenlerle buluşturan etkileşimli ve sürükleyici projeler geliştirmektedir.

CopyPlanet

CopyPlanet

Copy Planet, pandemi döneminde doğmuş kozmik bir sistemdir. Bu proje, sanatçı Andy Wauman tarafından hayata geçirilmiş ve multimedya sanatçısı Pablo Salafurka, teknoloji dehası ve oyun geliştiricisi Jonathan Pugh, grafik tasarımcı TypeDistortDecay ve sanatçı, eğitmen ve küratör James Ly tarafından şekillendirilmiştir. Projenin odak noktası, yeni medya sanatçıları, tasarımcılar, animatörler ve ses tasarımcılarıyla üretken iş birlikleri gerçekleştirerek, dijital ve çağdaş sanatla ilgili yerleşik ontolojik kategorilere meydan okuyan yüksek kaliteli dijital sanat eserleri üretmektir. Bununla birlikte, "Evrende bir ajan olma" kurgusu aracılığıyla yeni bir spiritüalite üzerine düşünmeyi de acil bir mesele olarak öne sürmektedir. Copy Planet, bireyin evrendeki yerini anlaması için radikal bir şekilde kapsayıcı, post-seküler bir inanç sistemi sunarak, sanatçılar tarafından şiirsel dilin dijital ve sanal dünyaya taşınmasını temsil etmektedir.

Dilara Baskoylu

Dilara Baskoylu

Dilara Başköylü, İstanbul merkezli bir yeni medya sanatçısı ve yaratıcı teknoloji uzmanıdır. Çalışmaları, sanat, yapay zeka ve interaktif teknolojiler arasındaki kesişimi keşfederek, insan ve dijital sistemler arasındaki dinamik ilişkileri ele alır. Gerçek zamanlı üretici programlama, veri görselleştirme ve yapay zeka destekli sanat üretimi aracılığıyla, teknolojinin insan algısını, etkileşimini ve iletişimini nasıl dönüştürdüğünü inceler. Koç Üniversitesi'nde Medya ve Görsel Sanatlar alanında Lisans derecesi almış olan Başköylü, dijital medya, hesaplamalı sanat ve etkileşim tasarımını kapsayan disiplinlerarası bir yaklaşım geliştirdi. Sanatsal pratiği, üretici ve gerçek zamanlı işlemeye dayanarak, düğüm tabanlı programlama ve makine öğrenimi algoritmalarını kullanarak dinamik, sürekli evrilen eserler yaratmayı hedefler. Akışkan sistemler, organik yapılar ve dijital peyzajlardan ilham alarak, insan ile yapay zeka arasındaki bağlantıları araştırır. Başköylü, Nisan 2021’de IMMENSIVA’ya seçildi ve Haziran 2021’de Barselona’da düzenlenen sergide interaktif tasarım projesi “Xhale” adlı çalışmasını sergiledi. Mayıs 2022’de, Akbank 40. Günümüz Sanatçıları Ödülü’nü, yapay zeka ile ürettiği “Morphing Flesh” adlı video çalışmasıyla kazandı. Eseri, Akbank 40. Günümüz Sanatçıları Online & Fiziksel Sergileri kapsamında sergilendi. Eylül 2022’de, KARMA Lab işbirliğiyle geliştirilen “Catch the Trickster” projesinin canlı etkileşim tasarımında yer aldı. Bu eser, Abdülmecit Efendi Köşkü’nde düzenlenen “You Know Who” sergisinde izleyiciyle buluştu. Brigitte Pitarakis ve Selen Ansen küratörlüğünde gerçekleşen bu sergi, İstanbul Bienali 2022 kapsamındaki projelerden biri oldu. Aralık 2022’de, “Body Formations” adlı yapay zeka ile üretilen görsel serisi, Akbank Sanat Galerisi, İstanbul’da Helena Nikolone küratörlüğünde düzenlenen “Digital Serendipity” grup sergisine seçildi. Ayrıca “Dijital Serendipity: Yeni Estetikten Fotoğrafın Geleceğine” adlı sanat konuşmasında konuşmacı olarak yer aldı. Ocak 2023’te, “Body Formations” serisinin devamı niteliğindeki “Transcendent Transformations: I, II, III” adlı yapay zeka video serisi, Fişekhane, İstanbul’da düzenlenen “Selective Conductive” sergisinde sergilendi. Sergi, Çağdaş İstanbul Vakfı tarafından düzenlendi, yaratıcı direktörlüğünü Arda Yalkın, küratörlüğünü ise Sinan Eren Erk üstlendi. Aynı yıl, NFT grup sergisine seçilen işitsel-görsel üretici video eseri “Formless Energy”, Dubai’deki Art in Space Galerisi’nde 360° immersive bir gösterim olarak sergilendi. Mart 2023’te, Sonar İstanbul 2023 festivaline canlı görsel sanatçı olarak katıldı ve “MTMRPHSS” adlı işitsel-görsel canlı performansı gerçekleştirdi. “Virtual Echoes” adlı yapay zeka görsel serisi, Londra’daki Artsect DAO Galerisi’nde, Işıl Ezgi Çelik küratörlüğünde düzenlenen “Becoming-Machine” VR & fiziksel sergisinde yer aldı. Sergi, capitArt kolektifi tarafından The Wrong Biennale 2023/24’ün resmi pavyonlarından biri olarak seçildi. Kasım 2023’te, üretici video eseri “Encounters of Dualities”, Haliç Kongre Merkezi, İstanbul’da düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası 2023 kapsamındaki “From Sketch to Pixel Digital Art” sergisinde sergilendi. Aynı zamanda, MasterClass programı kapsamında “Dijitalin Temsili: Teknolojik Sanatı Sergilemek” başlıklı panele konuşmacı olarak katıldı. Ocak 2024’te, Noise Media Art Fair 2024, İstanbul’a seçildi ve “Embracing the Loving Gaze” adlı yapay zeka ile üretilen işitsel-görsel videosu, Kadıköy Kent Müzesi’nin cephesine video mapping olarak yansıtıldı. Şubat 2025’te, Elçin Arpaçay ile birlikte “Netizens: Citizens of the Web” adlı immersive deneyimi yarattı. Bu proje, Xtopia işbirliğiyle Hope Alkazar’da gösterildi.

Ejtech

Ejtech

Judit Eszter Kárpáti ve Esteban de la Torre tarafından kurulan EJTECH, hiperfiziksel arayüzler, programlanabilir materyaller ve artırılmış tekstiller üzerine çalışan polidisipliner bir sanatçı ikilisidir. Sanatçılar, özne ve nesne arasındaki duyusal ve kavramsal ilişkileri araştırarak, realist metamaterializm bağlamında ortaya çıkan yapıların ve içkin nedenselliğin ağlarını yeniden keşfetmeyi amaçlamaktadır. Ses, mekân, ışık ve zaman, EJTECH’in sanat pratiğinde temel yapı taşlarıdır. Teknoloji ve insan bedeni arasındaki desenlerin açığa çıkma sürecini analiz eden sanatçılar, medya olarak maddesel ve algısal dönüşümleri kullanmaktadır. Sanatçı ikili, çalışmalarını Budapeşte, Macaristan’da sürdürmektedir.

Ergin Ishakoglu

Ergin Ishakoglu

Ali Ergin İshakoğlu, 1985 yılında İstanbul, Türkiye’de doğmuştur. İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden lisans derecesini almıştır. Ardından Vancouver Film School’da Görsel Efekt programını tamamladıktan sonra, yedi yıl boyunca grafik tasarımdan uzun metrajlı filmlere, reklamdan müzik videolarına ve sinematografiye kadar çeşitli projelerde Dijital Kompozitör olarak çalışmıştır. Günümüzde İstanbul’da 3D sanat ve görsel hikâye anlatımı üzerine kişisel projelerine odaklanmakta ve aynı zamanda babalık yolculuğunun keyfini çıkarmaktadır.

Ertan Çetin

Ertan Çetin

Ertan Çetin, İstanbul menşeli besteci ve ses tasarımcısıdır. Kompozisyon ve Ses Teknolojileri üzerine çalıştığı İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’nden 2023 yılında mezun oldu. Eğitimi sırasında Candaş Şişman ile yeni medya sanatı üzerine çalışma fırsatı yakaladı. 2022 yılında görsel-işitsel sanat ve dijital dizayn üzerine odaklanan Almanya menşeli disiplinlerarası stüdyo Xenorama ile tanıştı. Stüdyonun yönettiği RE:ZITATION ve Steel and Bytes isimli projelerde besteci ve ses tasarımcısı olarak yer aldı. 2023 yılında Hollanda menşeli dizayn ve teknoloji stüdyosu VOUW ile tanışarak stüdyonun City Gazing isimli projesinin Sydney ve Helsinki edisyonları için müzik üretti. Vivid Sydney ve Lux Helsinki gibi festivallere sanatçı olarak katılma fırsatı yakaladı. 2024 yılında kişisel projelerine odaklanarak ertn adı altında ilk single’ı coma sunset’i M4NM etiketiyle yayınlandı. Ardından, tasarladığı multimedya performans projesi desmo-‘nun ilk gösterimini na+CTRL tarafından organize edilen Yuva Sergi bünyesinde gerçekleştirdi. Bunu takiben desmo-, Duende Tiyatro ve Arter Karbon gibi mekanlarda tekrar gösterildi. Günümüzde deneysel elektronik müzik ve yeni medya sanatı kapsamında çeşitli projeler üzerine çalışmaya devam etmektedir.

Feral Cat Den

Feral Cat Den

Feral Cat Den, terk edilmiş bir ahırda yuva kurmayı hayal eden küçük bir sanatçı ekibidir. Şimdilik Brooklyn’deki stüdyolarında oyunlar, animasyonlar, web projeleri, VJ içerikleri ve birçok yan proje üretmektedirler. Animasyon ile etkileşimi birleştirerek, görsel açıdan zengin ve dokunsal deneyimler sunan oyunlar yaratmayı amaçlayan ekip, şu anda ikinci oyunları Nirvana Noir üzerinde çalışmaktadır.

Fuat Degirmenci

Fuat Degirmenci

Fuat Değirmenci, Londra'da yaşayan multidisipliner bir sanatçı ve tasarımcıdır. Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu olup, son on yılda hem kurumsal hem de serbest yaratıcı olarak çeşitli projelerde yer almıştır. Tanınmış markalar için anlamlı görsel tasarımlar ve animasyonlar üretmiş, sanat ile teknolojiyi buluşturan projelere imza atmıştır. Sanat yolculuğunda televizyon reklamlarından ödüllü 3D animasyon kısa filmlere, sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamalarından video projeksiyon mapping projelerine kadar geniş bir yelpazede çalışmıştır. Etkinlikler için unutulmaz görsel deneyimler yaratmayı ve izleyicileri etkileyecek sanatsal anlatılar geliştirmeyi amaçlamaktadır. Sanat ve teknolojiyi birleştirme tutkusuyla yeni ufukları keşfetmeye ve yaratıcılık anlayışını derinleştirmeye devam etmektedir. Güncel sanatla ilgilenmekte ve kendini sürekli yeni ifade biçimlerini keşfetmeye adamaktadır. İş birlikleri, ilham verici projeler veya sanatsal keşifler için her zaman iletişime açıktır.

Gingerpotter

Gingerpotter

Ralph Khoury, 1995 yılında Lübnan'da doğmuş olup şu anda Beyrut'ta yaşamaktadır ve uluslararası çapta çalışmalarını sürdürmektedir. Yaratıcı dünyada GINGERPOTTER olarak bilinen ve Lübnan’ın önde gelen dijital sanatçılarından biri olarak tanınan Khoury, kendi kendini yetiştirmiş çok yönlü bir sanatçıdır. İllüstrasyon, resim ve animasyon alanlarında ustalaşmıştır. Hem fiziksel hem de dijital sanatta deneyime sahip olup, bu iki sanat formunu bir araya getirerek kendine özgü eserler yaratmaktadır. Sanatı, Instagram'da 606 bin takipçiye ulaşmış ve en çok izlenen çalışması 50 milyon izlenmeye kadar ulaşarak milyonlarca insana ilham vermiştir. Eserlerinde insan deneyimi ve modern dünyadaki artan teknolojik gelişmeler gibi çeşitli temaları ele almaktadır. Sanatı, dünya çapında Paris, İstanbul, Dubai, Londra, Belçika'nın birçok şehri ve en dikkat çekici olarak New York Times Square ekranlarında sergilenmiştir. Ayrıca çalışmaları, Beyrut, Dubai, Singapur, Fransa, Avustralya ve ABD gibi farklı ülkelerde koleksiyonerlere ve sanat tutkunlarına ulaşmıştır. En dikkat çekici koleksiyonerlerinden biri ise Prenses Reem Al Faisal’dır. Büyük markalarla da işbirlikleri gerçekleştirmiş olup, Fido Dido için baş sanatçı olarak çalışmış ve bu ikonik karakteri, orijinal yaratıcısı Joanna Ferrone ile işbirliği içinde modern dijital çağa uyarlamıştır.

Gözde Betülay Yorulmaz

Gözde Betülay Yorulmaz

Gözde Betülay Yorulmaz (1996), algoritmalar, sibernetik, yapay yaşam, biyodijital ve karmaşık sistemler üzerinden gelişen ve dijital ortam oluşan etkileşimli, dinamik ara kesitlerin ortaya çıkması ile bu deneyim mekanlarında oluşan biyolojik uzantıların oluşturduğu hibrit mekanlar, temsil ötesi teoriler ve teknolojileri anlamaya yönelik deneyim araştırmalarına devam etmektedir. Sibernetik deneyim alanları üzerine yürüttüğü çalışmalar, aynı zamanda tez konusu olan sibernetik deneyim mekanlarında adaptif uzantılar ve arayüzler üzerine odaklanmaktadır. Bu bağlamda, mimarlık, biyoloji, yazılım ve teknoloji entegrasyonunu disiplinler arası bir yaklaşımla birleştirme amacını taşımaktadır. Yorulmaz, İstanbul Medipol Üniversitesi Mimarlık lisans (2019) eğitiminin ardından Gebze Teknik Üniversitesi Mimarlık Anabilim Dalında yüksek lisansını (2024) tamamlamıştır. Eş zamanlı olarak Bilgisayar Programcılığı (2023), Grafik Tasarımı (2023) tamamlamış ve Yönetim Bilişim Sistemleri (-halen), Web Tasarımı ve Kodlama (-halen) bölümlerinde öğrenim görmektedir. Ulusal ve uluslararası çeşitli sempozyumlarda (MSTAS 2022; ATI 2022; SIGraDi 2024; Manifest'OU 2025) akademik yayınları yer almaktadır. Atölye yürütücüsü olduğu Otopoetikadıköy (2023), Mekânın Yapay Katmanları ve Rotalar (2023), Yapayın Belleği ve Kent (2024), Yol Kronotopu ve Kent (2024) adlı workshop ve seminer bulunmaktadır. Yakın zamanda katıldığı Yumuşak Disiplin, Alan Kadıköy (2023), İBB Medya Sanatçısı Sergisi, Taksim Sanat (2024), Eskizden Piksele Dijital Sanat "Anatolia Edition", Galataport (2024), BASE, The Ritz-Carlton (2024), Genç Sanat: 10. Güncel Sanat Projesi, Ankara Resim ve Heykel Müzesi (2024), Loop; British Council Grant Program (2025), The Wrong Biennale 7 (2025) sergisi yer almaktadır. Piksel O’art Yeni Medya Misafir Sanatçı programı (2023), Sustainable Life Through Arts: Digital Artist Residency Program (2024), SALT: Forecast Condensed İstanbul Program (2024) sanatçılarından ve MimED stajİstanbul 2024: İstanbul ve Güncel Mimarlık Pratikleri programı (2024) yürütücülerindendir.

Hakan Lidbo & Max Bjorverud

Hakan Lidbo & Max Bjorverud

Hakan Lidbo Yeni Medya Sanatçısı | Mucit | Rumtiden Idea Lab ve The Museum of Artificial Intelligence Kurucusu Hakan Lidbo, yeni medya sanatçısı ve mucittir. Rumtiden Idea Lab ve The Museum of Artificial Intelligence’in kurucusudur. Çalışmaları, sanat, teknoloji ve inovasyonu birleştirerek yeni anlatım biçimleri yaratmaya odaklanmaktadır. Max Bjorverud Teknoloji Sanatçısı | Yaratıcı Kodlayıcı Max Bjorverud, fiziksel mekânlar için etkileşimli deneyimler tasarlayan bir teknoloji sanatçısı ve yaratıcı kodlayıcıdır. Çalışmaları, sanat ve teknolojiyi bir araya getirerek izleyiciyi içine çeken deneyimler üretmeye yöneliktir.

James Merrill

James Merrill, ABD, Vermont'ta yaşayan bir algoritmik görsel sanatçıdır. Generatif sistem tasarımı, matematik, rastlantısallık ve veriyi birleştirerek hesaplamalı sanat eserleri üretmektedir. Sanatsal geleneğin üçüncü kuşak bir temsilcisi olan Merrill, 25 yılı aşkın süredir dijital sanat üretmektedir. Çalışmaları, teknolojiyi kullanarak geleneksel sanat anlayışına meydan okumayı amaçlamakta ve genellikle bir program olarak başlayıp, robotik sistemler tarafından aşırı detaylarla çizilen fiziksel eserlere dönüşmektedir.

Jason Moore

Jason Moore

Jason Moore, sanal gerçeklik, interaktif sinema ve canlı performans alanlarında uzmanlaşmış bir yazar, yapımcı ve yönetmendir. The MetaMovie Presents: Alien Rescue adlı projenin yaratıcısı olarak, sinemayı, oyun dünyasını ve tiyatroyu birleştiren yeni bir canlı VR eğlence biçimi geliştirmiştir. Bu yenilikçi çalışma, Venedik Bienali ve Raindance Immersive gibi festivallerde öne çıkmış, çok oyunculu VR alanındaki inovasyon ödülleriyle tanınmıştır. Moore, Discovery ve Animal Planet için televizyon projeleri, uluslararası reklam çalışmaları ve ödüllü filmler dahil olmak üzere geleneksel medya alanında geniş bir geçmişe sahiptir. Sinematik anlatım anlayışını sürükleyici hikâye anlatıcılığına taşıyarak, VR ve interaktif deneyimlere benzersiz bir bakış açısı kazandırmaktadır. 2020’den beri Brooklyn College’da Gelişmekte Olan Medya Profesörü olarak "VR için Hikâye Anlatımı" dersleri vermekte ve metaverse içinde anlatının geleceğini keşfetmektedir.

Jeremy Oury

Jeremy Oury

Jeremy Oury, video, ses ve sanal mekân kullanarak gerçeklik algımızı ve dijital dünyayla olan ilişkimiz üzerine sorgulamalar yapan Fransız bir sanatçıdır. Sanatsal pratiğini, geometrik bozulmalara dayalı illüzyon arayışı, ses ve video arasındaki sinestezi ve izleyiciyi sanal bir evrenin merkezine yerleştirerek mekân algısını bozmayı amaçlayan sürükleyici formlar üzerine yoğunlaştırmaktadır. Yenilikçi çalışmaları, uluslararası video mapping ve fulldome festivallerinde ödüllendirilmiş, ayrıca MUTEK, Mapping Festivali, ISEA, FILE Festivali gibi prestijli dijital sanat etkinliklerinde sergilenmiştir. Son dönemde, 360° sanat eserleri geliştirerek birçok sürükleyici mekânda ve odada çalışmalarını hayata geçirmiştir. Bu mekanlar arasında Paris Planetaryumu, Kazakistan Ulusal Müzesi, Foro Allende (Meksika), Lumière Hall (Budapeşte) ve Artechouse (New York) bulunmaktadır. Ayrıca immersive sanat üretimini teşvik etmekte olup, Paris’teki Sous dôme festivali ve Latin Amerika’daki DomoArte turne projesinin küratörlüğünü ve organizasyonunu üstlenmektedir.

Jonathan Monaghan

Jonathan Monaghan

Jonathan Monaghan, antik mitoloji, bilim kurgu ve tüketim kültürünü bir araya getiren baskılar, heykeller ve animasyonlu video enstalasyonları üreten bir görsel sanatçıdır. Çalışmaları, güç, zenginlik ve teknolojinin dijital çağdaki kesişim noktalarını keşfederken, hayal gücüyle bezeli ve satirik bir anlatımla izleyicileri bu güçlerle olan ilişkilerini sorgulamaya davet etmektedir. Sergiler & Koleksiyonlar Sanatçının eserleri, Sundance New Frontier, The Walters Art Museum (Baltimore), NRW Forum (Düsseldorf), bitforms gallery (New York) ve The Palais de Tokyo (Paris) gibi prestijli mekânlarda sergilenmiştir. Çalışmaları The New York Times ve Vogue Italia gibi yayınlarda yer almıştır. Ayrıca eserleri, Crystal Bridges Museum of American Art, The Phillips Collection (Washington, D.C.) ve Microsoft Art Collection gibi önemli kamu ve özel koleksiyonlarda bulunmaktadır.

Julius Horsthuis

Julius Horsthuis

Julius Horsthuis, soyut karmaşıklık ile sinematik estetiği birleştiren büyüleyici fraktal animasyonlarıyla tanınan bir dijital sanat sanatçısıdır. Hollanda film ve eğlence sektöründe 15 yıllık deneyime sahip olan Julius, kariyerine film setlerinde başlamış, ardından görsel efekt sanatçısı ve süpervizörü olarak çalışmıştır. Daha sonra fraktal animasyon dünyasına yönelmiş ve kendine özgü bir görsel dil geliştirerek uluslararası izleyicileri büyülemiştir. Çalışmaları The Creators Project, Gizmodo, Newsweek ve Vimeo Staff Picks gibi platformlarda öne çıkmıştır. Fulldome filmi "Fractal Time", Forbes tarafından 2019'un en iyi 35 XR deneyiminden biri olarak seçilmiştir. Ayrıca Max Cooper, Meshuggah ve Eric Serra gibi sanatçılar için müzik videoları hazırlamış, Avicii ve Lady Gaga gibi isimlerin sahne görsellerini tasarlamıştır. Kendine özgü fraktal sanat eserleri, Guillermo del Toro’nun "Cabinet of Curiosities" (Netflix) dizisinde ve Michel van der Aa’nın "Upload" operasında yer almıştır. Sanatı, New York'taki ARTECHOUSE Manhattan dahil olmak üzere Amsterdam, Montreal, Moskova, Paris, Hong Kong ve Sidney’deki sürükleyici enstalasyonlarda sergilenmiştir. Öne çıkan festivaller arasında Art Futura, Art Basel Miami, Coachella, IDFA ve Noor Riyadh Festivali bulunmaktadır. Julius Horsthuis, fraktal sanatının sınırlarını hem fiziksel hem de dijital alanlarda genişletmeye devam ederek, immersive hikâye anlatımı ve sanal gerçeklikte yeni ufuklar keşfetmektedir.

Kamel Ghabte

Kamel Ghabte

Kamel, S.A.E Institute Paris’te ses mühendisliği eğitimi almış ve dijital ses alanındaki en son teknikleri öğrenmiştir. 2007 yılında APPLE sertifikası aldıktan sonra, bilgisayar programlama ve insan-bilgisayar etkileşimi konularında eğitimler vermeye başlamıştır. Profesyonel Deneyim Dijital sanat alanında bağımsız sanatçı olarak çalışmakta, sanat sergileri ve kamusal/özel etkinlikler için etkileşimli enstalasyonlar üretmektedir. Artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) tabanlı deneyimler geliştirmiş, bu alandaki çalışmalarıyla 2020’de ADAF Ödülü’nü kazanmış ve çeşitli uluslararası dijital sanat festivallerine davet edilmiştir. Fransa ve Fas’ta özel ve devlet kurumları, üniversiteler ve şirketler için danışmanlık yapmış, AR ve VR tabanlı yenilikçi eğitim modülleri geliştirmiştir. Guadeloupe Bölgesi’nde ve Kazablanka’daki Akıllı Şehir (SMART CITY) projesinde dijital danışman olarak görev almıştır. Son Projeler Büyük ölçekli bir çağdaş sanat sergisi için artırılmış gerçeklik tabanlı interaktif bir enstalasyon yaratmıştır. Bu çalışma, sanat eserlerini sanal ve fiziksel unsurlarla birleştirerek ziyaretçilere sürükleyici bir deneyim sunmaktadır. Üniversite öğrencilerine artırılmış ve sanal gerçeklik programlama eğitimi vermiş, onların kendi projelerini geliştirmelerine yardımcı olmuştur. Çevre ve Sürdürülebilirlik Çalışmaları Kamel, teknolojinin sorumlu kullanımını ve çevre koruma projelerini desteklemektedir. Sanat ve teknolojiyi birleştiren sürdürülebilir enstalasyonlar üretmek için Land Art (Arazi Sanatı) projelerinde aktif olarak yer almaktadır. Unispheres Derneği’nin kurucu ortaklarından biridir ve dünya çapında Land Art 2.0 projelerine katılmıştır. Venedik’te Avrupa Birliği için Biyoklimatik Pavyon projesinde çalışmış, rüzgar enerjisi ile çalışan interaktif bir enstalasyon geliştirmiştir. Kazablanka’da yapay zeka destekli generatif bir land art projesi yürütmüş, hava koşullarına adapte olan sanatsal bir enstalasyon oluşturmuştur. Kamel, sanat ve teknolojinin daha sürdürülebilir ve çevre dostu bir gelecek yaratabileceğine inanmakta, dijital görüntü, ses ve video üretimi konusundaki yetkinliğiyle interaktif enstalasyonlar tasarlayarak çevre bilincini artırmaya yönelik projeler geliştirmeye devam etmektedir.

Kerim Dündar

Kerim Dündar

1986 yılında Ankara’da doğan Kerim Dündar, görsel iletişim, dijital moda, tekstil tasarımı ve algoritmik hesaplamalı tasarım alanlarında çalışan bir sanatçı, tasarımcı ve akademisyendir. 2008 yılında Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun olduktan sonra sanat, tasarım ve teknoloji kesişiminde çalışmalar yürütmeye başladı. 2013 yılında Hacettepe Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü'nde Yüksek Lisans eğitimini tamamladı ve 2019 yılında aynı bölümde Doktora (DFA) derecesini aldı. "Algoritmik Biyomimikri Yöntemi ile Dijital Tasarım" başlıklı doktora tezi, doğanın üretim süreçlerinden ilham alarak hesaplamalı yaratıcılığı keşfetmeye odaklanmaktadır. 2024 yılında Doçent unvanını kazanan Dündar, hâlen İstinye Üniversitesi İletişim Fakültesi, Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı olarak görev yapmaktadır. Dündar, Yakaza Studio’nun kurucu ortaklarından biri olarak, dijital zanaatkârlığı çağdaş moda ve sanat ile birleştiren etno-fütüristik bir kültürel hareketoluşturmuştur. Yakaza Studio, etno-fütürizm, hesaplamalı tasarım ve avangart estetik kesişiminde ürettiği giyilebilir sanat eserleri ve kapsayıcı dijital deneyimlerle geleneksel sınırları aşan bir yaratım pratiği geliştirmektedir. Sanatsal yaklaşımı, geleceğin dijital kültürünü öngörmeyi amaçlayan etno-fütüristik bir görsel dile dayanır. Doğanın yaratım süreçlerinden ilham alarak algoritmik morfogenez teknikleri geliştiren Dündar, bu yöntemle organik-geometrik formlar ve desenler tasarlar. Dijital zanaatkârlık prensiplerini kullanarak bu hesaplamalı tasarımları fiziksel ve dijital dünyaları birbirine bağlayan etno-fütüristik atmosferlere dönüştürmektedir. Çalışmaları IKSV Tasarım Bienali, British Council AltCity, Digilogue Future Tellers, Sónar Festival İstanbul, Design Week Turkey, Contemporary Istanbul, Ancient Futures ve İstanbul Dijital Sanat Festivali gibi birçok uluslararası etkinlik ve sergide yer almıştır.

Ksawery Komputery

Ksawery Komputery

Ksawery Kirklewski (d. 1988), yaratıcı kodlama ve yeni medya sanatı alanında çalışan bir sanatçıdır. Etkileşimli ışık enstalasyonları, müzik videoları, generatif animasyonlar, fiziksel-dijital (phygital) sanat eserleri ve kamusal alan projeleri üretmektedir. Çalışmalarında yeni teknolojiler, programlama ve reklam medyasını kullanarak özellikle dijital ve üretken sanat alanına odaklanmaktadır. Kirklewski, generatif sanatın ve interaktif medya teknolojilerinin sınırlarını zorlayarak dijital sanat ile fiziksel deneyimler arasında köprü kurmaya devam etmektedir.

Laura Cinti

Laura Cinti

Laura Cinti, pratiğini deneyler ve saha araştırmaları yoluyla, bilim, teknoloji ve görsel hikâye anlatımının kesişiminde yürüten araştırma odaklı bir sanatçıdır. C-LAB bünyesinde çalışmalarını sürdüren Cinti, son dönemde odağını biyolojik çeşitlilik kaybına çevirmiştir. Nesli tükenmekte olan türlerle olan ilişkimize yeniden bakmak amacıyla, yaratıcı ve teknolojik yaklaşımlar geliştirmekte; sanat yoluyla bu türlerle kurduğumuz bağları sorgulamakta ve yeniden tanımlamaktadır.

Lydia Yakonowsky

Lydia Yakonowsky

Lydia Yakonowsky, Montreal merkezli Kanadalı bir görsel sanatçıdır ve dijital sanat, sürükleyici kısa filmler ve performansın kesişim noktasında çalışmaktadır. Dijital teknolojileri kullanarak gerçek zamanlı görsel kompozisyonlar oluşturur, ardından bu görüntüleri yakalayıp bağımsız sanat eserlerine dönüştürür. Sanatı, grafik ve ekonometri modellerinden görsel öğeleri yeniden yorumlar. Noktalar, grafikler ve ızgaralar gibi temel unsurlar, neredeyse moleküler bir şekilde birleşerek tamamen yeni kompozisyonlar oluşturur. Ortaya çıkan eserler, orijinal işlevlerinden kurtulmuş ızgaraların, dolaşan parabolaların ve veri dizilerinin iç içe geçtiği devasa bir istatistiksel koreografi gibidir. Lydia, özellikle fulldome formatında uzmanlaşmıştır. İlk fulldome kısa filmi "Introduction to Econometrics", 2022 yılında Montreal’deki Society for Arts and Technology’nin (SAT) düzenlediği SATFEST’te "Local Talent Award" ödülünü kazanmıştır.

Maja Smrekar

Maja Smrekar

”K-9_topology: Through the Lens of a Long-Term Care of an Artwork”, Maja Smrekar, Video Documentasyon, 53’23”, 2022 Maja Smrekar'ın video makalesi 2014-2017 yılları arasında ürettiği dört karma medya projesinden oluşan K-9_topology serisini inceliyor. Bu eserler, insanlar ve köpekler arasındaki derin ve evrimleşen ilişkiyi inceliyor ve karşılıklı evcilleşmemizi vurguluyor. Film, diğer medyaların yanı sıra canlı organizmaları ve biyomateryalleri de içeren bu sanat eserlerinin gelişimi, üretimi ve sergilenmesi hakkında fikir veriyor. Ayrıca, sanatçıların ve profesyonellerin bu tür talepkar sanat eserlerini yeniden kurarken ve arşivlerken karşılaştıkları zorlukları da inceliyor. Küratör ve teorisyenler Jens Hauser, Ida Hiršenfelder, Martin Honzik, Lucie Strecker, Jessica Ullrich, Jurij Krpan ve Eva Smrekar'ın görüşlerine yer veren belgesel, sanat, bilim, türler arası iletişim ve etiğin kesiştiği noktalara eleştirel ve perde arkasından bir bakış sunuyor.

Markos Kay

Markos Kay, bilim ve üretken sanat üzerine yoğunlaşan,bir multidisipliner sanatçı ve yönetmendir. 2008 yılında Ernst Haeckel’in Filogenetik Müzesi’nde sergilenen yapay yaşam deneyi aDiatomea ile geniş çapta tanınmıştır. Bunun yanı sıra, yaşamın kökenine dair teorileri yeniden hayal eden Abiogenesis (2022) ve parçacık çarpışmalarını soyut bir şekilde yorumlayan Quantum Fluctuations (2016) gibi önemli çalışmalara imza atmıştır. Quantum Fluctuations, günümüzde Fidelity Sanat Koleksiyonu’nun kalıcı bir parçası olarak yer almaktadır. Sanatında öne çıkan temel temalardan biri, çağdaş bilimdeki hesaplamalı paradigmaların keşfi ve bunların kültür ile bilgi üretimi üzerindeki etkisidir. Çeşitli sanat disiplinlerini bir araya getiren pratiği; ekran tabanlı medya, hareketli görüntü, resim ve baskı gibi alanları kapsamaktadır. Eserleri ArtScience Museum Singapore, Ars Electronica Austria, Louisiana Sanat ve Bilim Müzesi, Çağdaş Dijital Sanat Müzesi ve Bill & Melinda Gates Vakfı (Washington) gibi uluslararası mekânlarda sergilenmiştir. Sanatı ayrıca VICE, Wired, Designboom, Colossal, National Geographic, Science, Nature, Computer Arts ve Gizmodo gibi prestijli yayınlarda yer almıştır.

Martyna Marciniak

Martyna Marciniak

Martyna Marciniak, mimarlık geçmişine sahip bir sanatçı ve araştırmacıdır. Son altı yıldır yürüttüğü araştırmalar, sistematik şiddet ve insan hakları ihlallerine dair karmaşık vakaları görsel ve mekânsal olarak analiz etmeye odaklanmıştır. Son dönem projeleri, dijital yeniden inşa, koruma ve arşivleme estetiği ile bireysel hayal gücü ve hafıza arasındaki ilişkiyi sorgulamaktadır. Dijital estetiğin bireysel algı üzerindeki etkilerini araştıran Marciniak, bu temaları sanatsal üretimine taşımaktadır. Eserleri, başta Varşova Bienali ve Haus Gropius (Dessau) olmak üzere çeşitli prestijli mekânlarda sergilenmiştir.

Mehmet Geren

Mehmet Geren

Mehmet Geren, yaratıcı dünyada Geren olarak tanınan, Türkiye merkezli 3D ve Grafik Tasarımcıdır. 15 yılı aşkın süredir dijital sanat alanında çalışan Geren, sanatsal yolculuğuna moda fotoğrafçılığı, rötuş ve baskıya uygun kolaj sanatı ile başlamış, kompozisyon, detay ve hikâye anlatımı konularında ustalaşmıştır. Yıllar içinde grafik tasarım ve 3D sanatını kusursuz bir şekilde birleştiren çok yönlü bir sanatçı olarak kendini kanıtlamıştır. Çalışmaları, sürrealizm, brutalizm ve teknolojiyi harmanlayarak geleneksel sınırları aşan, düşündürücü görsel anlatılar yaratır. Yenilikçi teknikleriyle duygusal bir etki yaratma yeteneği, onu dijital sanat sahnesinde öne çıkaran önemli bir özelliktir. Sanatta sınırları zorlamaya olan bağlılığı, küresel markalarla iş birliklerine ve prestijli sergilere katılmasına olanak sağlamıştır. Çalışmaları, ELLE, L’Officiel, Vogue Portugal ve Tatler Magazine gibi saygın yayınlarda yer alarak, onu yaratıcı endüstrinin önde gelen isimlerinden biri haline getirmiştir.

Melkio

Melkio

Melkio, 1984 yılında Cenova’da doğmuş ve kendini bildi bileli çizim yapmaktadır. “Kendini bildi bileli” kavramını şu şekilde tanımlamaktadır: “... Hatırladığım kadarıyla, her zaman elimde bir kalem ve karalayacak bir kâğıt vardı. Bu benim için en doğal şeydi, hep öyle olacağını düşündüm...” Yaratıcılığını farklı alanlarda ve çeşitli şekillerde ifade eden sanatçı, bu nedenle stüdyosunun içindeki neon yazıda yer alan mottosunu FANTASTIFARE SINCE 1984 olarak belirlemiştir. Bu ifade, İtalyanca'daki "fantasticare" (hayal kurmak) ve "fare" (yapmak) kelimelerinin birleşiminden oluşur. Melkio, hem geleneksel hem de dijital ortamda çalışan, her tür materyali kullanırken kimliğini net bir şekilde koruyan bir sanatçıdır. Çalışmaları, az renk kullanımı, belirgin çizgiler ve kendisi, izleyici ve karakterleri arasındaki sürekli diyalog arayışı ile tanımlanır. Stili sürekli evrim geçiriyor olsa da, Pop Sürrealizm akımı içinde güvenle konumlandırılabilir. Güçlü çizgiler, belirgin kenarlar ve sınırlı renk paleti—özellikle siyah, beyaz ve birincil renkler—sanatının ayırt edici özellikleridir.

Mesut Tufan Güner

Mesut Tufan Güner

Mesut Tufan Güner, sahne adıyla Tufi, müzik kariyerine 13 yaşında başlamış olup Köln merkezli çalışmalarında House, Melodik ve Afro House ile EDM’yi deneysel bir tarzda harmanlamaktadır. Köln ve Düsseldorf gibi şehirlerde farklı sanatsal işbirlikleriyle ritmik enstrümanları bir araya getirerek özgün performanslar sergilemiştir.

Michael Geidel

Michael Geidel

Michael Geidel, 15 yılı aşkın süredir film, XR deneyimleri ve oyunlar üreten ödüllü bir yaratıcı yapımcıdır. Çalışmaları Venedik, IDFA, Annecy, Berlinale ve DOK Leipzig gibi prestijli A sınıfı festivallere davet edilmiş, bu festivallerde büyük ödüller kazanmış ve dünya çapında dağıtılmıştır. VR projeleri, oyunlar ve kısa format içerikler için yönetmen, yaratıcı yönetmen veya baş sanatçı rollerinde çalışmıştır. Yer aldığı projeler arasında: ● Jazzoo ● Priest’s Children ● The Great Ocean ● Miriquidor ● Damn Ironland ● VR1938 ● WatuVR ● The Stolen ● Human Within ● Egon SchieleXR bulunmaktadır. Ayrıca Los Angeles’tan Çin ve Hindistan’a, Avrupa’nın farklı noktalarına kadar birçok üniversite ve konferansta dersler ve konuşmalar vermek üzere davet edilmiştir.

Muzaffer Malkoç

Muzaffer Malkoç

Muzaffer Malkoç, İstanbul’un kültürel mozaiğinde yaşayan çok yönlü bir sanatçıdır. Resim, fotoğraf, enstalasyon sanatı ve NFT’leri kapsayan geniş sanatsal yelpazesi, hem Türkiye’de hem de dünya çapında sanat koleksiyoncularının ilgisini çekmiştir. Sanatında yabancılaşma, oryantalizm ve dini paradigmalar gibi düşündürücü temaları ele alan Malkoç, insan deneyimini keşfeden derinlemesine ve etkileyici eserler üretmektedir.

Non-Linear

Non-Linear

Dennis Peter, Goa, Hindistan merkezli bir yeni medya sanatçısı ve tasarımcıdır. Çalışmaları, doğal ve organik sistemler ile insan yapımı sistemler arasındaki ilişkileri teknoloji aracılığıyla keşfetmektedir. Işık, ses, görseller ve mekânı kapsayan çeşitli medyumlarla çalışan sanatçı, izleyiciyi merkeze alan sürükleyici ve etkileşimli ortamlar yaratmaktadır. "Non-Linear" adını verdiği yaratıcı pratiği, deneysel süreçler ve algoritmalar, elektronik sistemler ve mekanik unsurlarla oynamaktan doğan sanat sistemlerine dayanmaktadır. Teknoloji, kod ve sanatla yapılan bu deneyler, sürekli yeni yollar açan, beklenmedik keşifler içeren bir süreç yaratmaktadır. Sanatçının temel motivasyonu, bu keşiflerin getirdiği öngörülemeyen güzellikler ve sanatsal sürecin doğasındaki rastlantısallığın sunduğu eşsiz neşedir.

Nora Gibson

Nora Gibson

Nora Gibson, beden-zihin ilişkisi, benlik ve bilinç deneyimini araştıran yeni medya sanatçısı ve koreograftır. Teknolojiyi kullanarak bireysel farkındalığı artırmayı ve bağlantıyı güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Sanat pratiği; sürükleyici/interaktif enstalasyonlar, biyo-reaktif video ve ışık enstalasyonları, koreografik çalışmalar, ses tasarımı ve fulldome projeksiyonları içermektedir. New York Üniversitesi (NYU) Tisch School of the Arts'tan Dans alanında BFA derecesi ve Concordia Üniversitesi'nden (Montreal) Intermedia alanında MFA derecesi almıştır. Koreografileri, New Dance Alliance at Joyce SOHO, Dance Place (Washington DC), Philadelphia Dance Projects, Performance Garage, Kaatsbaan, The Williams Center for the Arts ve Franklin Institute gibi önemli sahnelerde sunulmuştur. Philadelphia Inquirer tarafından "Philadelphia’daki en otoriter çalışma" olarak tanımlanan eserleri, eleştirmenlerden sürekli övgü almıştır. Yeni medya alanındaki eserleri, MUTEK (Montreal), Ars Electronica (Avusturya), The Society for Arts & Technology (SAT) (Montreal), Fels Planetarium (Philadelphia), Contemporary & Digital Art Fair (CADAF) (New York), Lightbox (New York), Urban Screens Production (Avustralya) ve The Hexagram Network (Kanada) gibi prestijli etkinliklerde sergilenmiştir. Ayrıca, McGill Üniversitesi'ndeki BIAPT sinirbilim laboratuvarında staj yaparak çalışmalarına bilimsel bir perspektif kazandırmıştır. Gibson, dans ve yeni medya uygulamaları üzerine eğitim vermeye devam etmektedir.

Ondrej Moravec

Ondrej Moravec

Ondřej, XR medya sanatçısı, senarist ve yazardır. Aynı zamanda Çek Cumhuriyeti'ndeki çeşitli film festivallerinde VR programcısı olarak çalışmakta ve film dünyasında sanal gerçekliği yaygınlaştırmaktadır. Depresyonla başa çıkmayı konu alan interaktif projesi Darkening, 2022 Venedik Film Festivali'nde prömiyer yaptı. Volodymyr Kolbasa ile birlikte yönettiği Fresh Memories: The Look, 2023 SXSW'de prömiyer yaptı. Prag'da düzenlenen Art*VR festivalinin kurucusudur. Yedi yıl boyunca One World Uluslararası İnsan Hakları Belgesel Film Festivali'nin Program Direktörlüğünü yaptı. Çek Televizyonu’nun Kültür Haberleri departmanında görev aldı. Ondřej, FAMU'da Senaryo Yazarlığı ve Charles Üniversitesi'nde Gazetecilik eğitimi almıştır.

Orkan Mammadov

Orkan Mammadov

Orkhan Mammadov, Azerbaycanlı bir yeni medya sanatçısıdır ve 2019 yılında Venedik Bienali’nde ülkesini temsil ederek uluslararası alanda tanınmıştır. Küçük yaşlardan itibaren yaratıcılık ve teknolojiye olan ilgisiyle öne çıkmış, yaklaşık on yaşında kendi kendine grafik ve web tasarımı öğrenmiş ve on altı yaşına geldiğinde uluslararası yarışmalarda boy göstermeye başlamıştır. Eğitim hayatı onu birden fazla ülke ve üç farklı üniversiteye götürmüş, burada Bilgisayar Bilimi, Görsel İletişim Tasarımı ve Güzel Sanatlar alanlarında eğitim alarak disiplinlerarası bakış açısını geliştirmiştir. Mammadov, profesyonel kariyerine on sekiz yaşında Web & Grafik Tasarımcısı olarak başlamış, zamanla Ürün Tasarımı, Hareketli Görsel Tasarım, Fotoğrafçılık ve Video gibi alanlara yönelmiştir. Çeşitli ajanslarda ve stüdyolarda sanat ve yaratıcı direktör olarak çalıştıktan sonra, yirmi üç yaşında ilk kamusal sanat enstalasyonunu sergileyerek çağdaş sanat dünyasına adım atmıştır. Başlangıçta üretken sanat (generative art), audiovizüel medya ve interaktif enstalasyonlar üzerine yoğunlaşmış, 2018 yılında yapay zeka destekli üretken sanata yönelmiştir. Bu dönüşüm, 2019’daki Venedik Bienali katılımıyla taçlanmıştır. On yılı aşkın sanatsal pratiğinde, 11 kişisel sergi açmış, 22 grup sergisine katılmış, 4 uluslararası sanat ve teknoloji ödülü kazanmıştır. Mammadov, dijital çağın kültürel etkileşimi nasıl yeniden tanımladığını araştırmaya devam etmekte ve hesaplamalı inovasyonu kullanarak sanatsal ve kavramsal sınırları zorlamaktadır.

Ouchhh

Ouchhh

Ozan Turkkan

Ozan Turkkan

Viyana merkezli yeni medya sanatçısı Ozan Türkkan sanat, bilim ve teknoloji kesişimnde çalışmaktadır. Çalışmaları deneysel dijital medya üzerine yoğunlaşmakta, üretken ve algoritmik sanat, fraktal geometri, karma gerçeklik deneyimleri, etkileşim, varoluşun geçici doğasının bir yansıması olarak hareket, insan ve sosyal davranış üzerine odaklanmaktadır. Yenilikçi ve ilgi çekici dijital sanat enstalasyonları yaratmak için teknolojiyi bir arac olarak kullanır. Bilim, sanat ve yeni teknolojiler arasındaki çok yönlü sınırları keşfetmek ve farklı medya unsurlarını yaratıcı bir süreçte birleştirmek uzerine calisir. Dijital medyaya ilk adımlarını atmadan önce Philadelphia, Salamanca ve Barselona'da çeşitli sanat disiplinlerinde eğitim gördü ve çok sayıda kurum ve sanat merkeziyle işbirliği yaptı. Salamanca Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra Barselona'da BAU'da (Escola Superior de Disseny, Universitat Central de Catalunya) Multimedya alanında yüksek lisans yaptı ve burada uzun yıllar yeni medya sanatçısı olarak yaşadı ve çalıştı. Çalışmaları Santa Monica Art Centre Barcelona, Reina Sofia Museum Madrid, Centre of Contemporary Art Luigi Pecci Florence, Torrance Museum Los Angeles, Victoria House London, Lincoln Center NY, Banannefabrik Luxembourg, Europalia Art Festival Brussels, Les Brigittines Contemporary Arts Centre Brussels, Museum of Contemporary Art Belgrade, Santral İstanbul, Akbank Sanat Merkezi İstanbul, LOOP Videoart Festival Barcelona, Rotterdamse Schowbourg Rotterdam, WUK Vienna, Ars Electronica, Zifergauz St. Petersburg, Künstlerhaus Bregenz gibi bircok sanat merkezi, müze ve galeride sergilenmiştir;

Özgür Ballı

Özgür Ballı

(1986, KKTC/Lefkoşa doğumlu), 2010 yılında Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü'nden mezun oldu. 2012 yılında Düzce Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Heykel Bölümü'nde araştırma görevlisi olarak akademik kariyerine başladı. 2013 yılında lisansüstü eğitim almak üzere Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü'nde görevine devam etti. 2015 yılında “Dijital Teknoloji Olanaklarıyla Sanatta Grotesk Bedenler ve Tuhaflık” başlıklı teziyle Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Heykel Bölümü'nden yüksek lisans derecesini aldı. 2020 yılında ise “Günümüz Sanatında Dijitalleşme; Posthümanizm Bağlamında Sanat ve Sanatçının Yerini Alan Algoritma: Post-Sanatçı” adlı teziyle aynı üniversitede sanatta yeterlik programını tamamladı. Sanatçı, Turgut Pura Vakfı tarafından düzenlenen “34. Heykel Yarışması” Başarı Ödülü, “Çelik ve Yaşam” heykel yarışmalarında Jüri Özel ve Mansiyon Ödülleri, “Yılın 3D Tasarım Yarışması” 1.’lik ödülü ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen “Genç Sanat: Güncel Proje Yarışması” kapsamında iki kez başarı ödülüne layık görülmüştür. Ayrıca, dört kişisel sergi bulunmaktadır. 2021 yılında doçent unvanını alan Özgür Ballı, halen Düzce Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Heykel Bölümü'nde öğretim üyesi olarak akademik ve sanatsal çalışmalarını sürdürmektedir.

Pedro Harres

Pedro Harres

Pedro Harres, Berlin merkezli Brezilyalı bir animasyon yönetmeni, senarist ve multimedya sanatçısıdır. Film, animasyon ve felsefe eğitimi almıştır. Çalışmaları enstalasyonlardan filmlere ve XR projelerine kadar geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Ancak, eserlerinde mekânın alegorik kullanımı ortak bir tema olarak öne çıkmaktadır. Mekân, yalnızca mizansenin bir unsuru olarak değil, aynı zamanda hikâye anlatımını derinleştiren, düşünmeye teşvik eden ve sanatı yeniden anlamlandıran bir katman olarak ele alınmaktadır. İlk animasyon kısa filmi Castillo y el Armado, 71. Venedik Film Festivali’nin Orizzonti Yarışması’nda prömiyer yapmış ve birçok ödül kazanmıştır. Yüksek lisans tez projesi olan From The Main Square, Babelsberg Film Üniversitesi'nde Animasyon Yönetmenliği alanında tamamlanmış ve dünya çapında 17 ödül kazanmıştır. Bu ödüller arasında, 79. Venedik Uluslararası Film Festivali’nin Immersive Competition Büyük Jüri Ödülü de bulunmaktadır. Pedro Harres, hikâye anlatımında mekânın anlatısal gücünü keşfetmeye devam eden yenilikçi bir sanatçıdır.

Project22

Project22

Project22, Dubai merkezli uluslararası bir dijital sanat girişimidir ve dijital sanat dünyasının çeşitliliğini ve yenilikçiliğini sergilemeyi amaçlamaktadır. 20’den fazla dijital sanat sergisi, sürükleyici konser, AV performansı ve sanatsal gösteriye imza atarak, küresel dijital sanat sahnesinde önemli bir yer edinmiştir. Projenin temel amacı, dijital sanatçıları desteklemek ve onların yaratıcı vizyonlarını geliştirmelerine olanak sağlayan bir platform sunmaktır. Farklı sergiler, etkinlikler ve performanslar aracılığıyla, dijital sanat teknolojisindeki en son gelişmeleri ve trendleri öne çıkararak, sanat formunun yeni seviyelere ulaşmasına katkıda bulunmaktadır. Project22, yalnızca sergiler düzenlemekle kalmayıp, kültürel etkileşimi ve işbirliğini teşvik eden bir girişimdir. Dijital sanatın, farklı geçmişlere ve kültürlere sahip insanları bir araya getirme gücüne inanan proje, sanatçılara küresel ölçekte izleyicilerle etkileşim kurma fırsatı sunarak geleneksel sanat sergilerini sürükleyici deneyimlere dönüştürmektedir. Geleceğe yönelik vizyonuyla, Project22, Dubai’yi küresel bir dijital sanat merkezi haline getirmede kilit bir rol oynamaktadır. Yeniliği ve geleneği harmanlayarak, sanatsal ifade biçimlerini sürekli yeniden tanımlamakta ve dijital sanatın geleceğini şekillendirmeye devam etmektedir.

Rank SSS

Rank SSS

Sabrina Guechetouli, Cezayir doğumlu, Dubai merkezli bir motion designer ve 3D sanatçıdır. Yaratıcı dünyada Rank SSS olarak tanınmaktadır. Biyoklimatik uzmanlığıyla birlikte mimarlık alanında yüksek lisans derecesine sahip olan sanatçı, mekân, doğa ve mimariyi harmanlayarak rüya gibi, sürrealist dünyalar yaratmaktadır. Mavi ve yeşil tonlarından ilham alarak, dijital manzaraları gerçekliğin sınırlarını zorlayan, sürükleyici ve başka dünyalara ait deneyimlere dönüştürmektedir. Sanatın hayatın her alanıyla bağlantılı olduğuna inansa da, renk, perspektif, geometri, mekân ve çevre üzerine aldığı mimarlık eğitimi, sanatsal yetkinliğini ve anlatım gücünü derinlemesine şekillendirmiştir. Bu altyapı, duygu ve düşüncelerini gerçeğe dönüştürmesine ve sanal dünya ile gerçek dünya arasında kusursuz bir bağ kurmasına olanak tanımaktadır. Benzersiz sanatsal vizyonu sayesinde Brand Dubai, Crypto.com, Instagram Design ve NVIDIA gibi küresel markalar ve teknoloji şirketleriyle işbirlikleri gerçekleştirmiştir. Görsel sanatın ötesinde NFT alanında da öncü isimlerden biri olarak öne çıkmaktadır. 300’den fazla NFT satışı gerçekleştirmiş olup, dijital sanatı NFT NYC, Beyond Basel Miami, Authic Labs Amsterdam gibi prestijli sergi ve uluslararası etkinliklerde sergilenmiştir. Sabrina, motion design, 3D sanat ve sürükleyici teknolojiler kullanarak algıyı zorlayan sürreal manzaralar yaratmaya ve dijital hikâye anlatımının sınırlarını genişletmeye devam etmektedir.

Rebecca Evans

Rebecca Evans, 2014 yılından bu yana Birleşik Krallık ve yurt dışında dijital deneyimler yaratan bir sanatçıdır. Çalışmalarında, etkileşimli ve sürükleyici teknolojileri hareketle birleştirir. Bu yaklaşımıyla izleyicilerin tabletlerle sahnedeki dansı, sesi ve projeksiyonu değiştirebildiği Upload/Unplug (2017–2019); mekânsal, etkileşimli ses ve hareketin iç içe geçtiği 800 Lifetimes (2021); canlı yayınlanan hareket yakalama verisiyle oluşturulmuş artırılmış gerçeklik deneyimi Hinterlands (2023) gibi projelere imza atmıştır. Rebecca’nın sanatsal üretimi, insan, çevre ve teknoloji ekosistemleri arasındaki karşılıklı bağımlılığı dijital ve fiziksel hareket aracılığıyla deneyimleyerek yeni gelecekler ve varoluş biçimleri üzerine spekülasyonlar üretir. Çoğunlukla distopik/ütopik dünyalar kurar; zamanı esneten anlatıları nöroçeşitlilik perspektifiyle, farklı zihin yapılarını ve algılama biçimlerini merkeze alarak işler. 2023 Aralık ayında UWE Bristol’de Sanal ve Genişletilmiş Gerçeklikler (Virtual and Extended Realities) alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. 2024/2025 döneminde Studio Wayne McGregor Resident 6 sanatçısı olmuş, daha önce de 2018/2019 Questlab Network sanatçısı olarak seçilmiştir. Rebecca’nın işleri; 2Faced Dance, Wilton’s Music Hall, The Vaults, Waltham Forest Council, Bedford Creative Arts, DanceEast ve London Borough of Culture tarafından sipariş edilmiştir. Eserleri Athens Digital Arts Festival, Digital Body Festival, Embodied Realms, Frequency Festival gibi birçok etkinlikte sergilenmiş, Hinterlands projesiyle Art*VR’de Büyük Jüri Ödülü kazanmıştır.

RFX Studio

RFX Studio

RFX Studio, dijital sanatın sınırlarını genişleten ve yeni medya teknolojileriyle sanatsal üretimi yeniden tanımlayan bir sanat girişimidir. İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren RFX Studio, sanat, teknoloji ve mimariyi bir araya getirerek, farklı ölçeklerde interaktif ve yapay zeka destekli multidisipliner sanat deneyimleri yaratmaktadır. Fiziksel ve dijital dünyanın kesişim noktasında konumlanan stüdyo, izleyiciyi yalnızca bir gözlemci olarak değil, sanatın aktif bir bileşeni haline getirmeyi amaçlamaktadır. Sanatın yalnızca bir sergileme aracı olmadığına, insanla etkileşim halinde değişen ve dönüşen bir deneyim sunduğuna inanan RFX Studio, yapay zeka ve veri görselleştirme teknikleriyle sanatın yeni biçimlerini keşfetmekte, fiziksel mekanları sanatla dönüştürmekte ve izleyiciyi sanatın bir parçası haline getirmektedir. Geleneksel sanat anlayışını ileri teknoloji ile buluşturarak, sanatın geleceğini şekillendiren projeler üretmektedir. Ekip, soyut dijital sanat eserlerinin yanında, seramik, 3D yazıcı ile basılmış nesneler ve farklı malzemelerle üretilmiş sanat eserleri tasarlamakta ve bunları dijital sanat ile birleştirerek yeni bir sanatsal ifade biçimi ortaya koymaktadır. Fiziksel sanat üretimi ile dijital deneyimi bir araya getiren bu yaklaşım, sanatın sınırlarını genişletmeye devam etmektedir.

Riccardo Giovinetto

Riccardo Giovinetto

Riccardo Giovinetto, İtalyan görsel ve multimedya sanatçısı, fizikçi ve üniversite profesörüdür. Sanat pratiği, audiovizüel performanslar, enstalasyonlar ve konser besteleri gibi çeşitli biçimler almaktadır. Gerçek zamanlı olarak üretilen ve manipüle edilen dijital yapılarla sesle etkileşimli heykeller yaratmakta olup, ses ve görüntü arasında yenilikçi bir ilişki kurmaktadır. İlk solo projesi FEMINA ile 2023 Ars Electronica Festivali’nin açılış gecesinde sahne almış, ardından L.E.V. Festivali ve Mutek Montreal gibi etkinliklerde performans sergilemiştir. 2010 yılında, elektronik ve enstrümantal müzik üreten OZMOTIC adlı müzik ikilisini kurmuştur. Bu grup, filarmoni orkestraları ve uluslararası sanatçılarla iş birlikleri yapmaktadır. 2018'de Touch etiketiyle "Elusive Balance" adlı üçüncü albümü, 2023 Nisan ayında ise SENZATEMPO adlı yeni projesi yine İngiliz plak şirketi tarafından yayımlanmıştır. Bu proje, Christian Fennesz ile iş birliği içinde gerçekleştirilmiştir. OZMOTIC ile MITO Settembre Musica, State X New Forms, Nextech gibi birçok İtalyan ve Avrupa festivalinde sahne almıştır. Eğitim alanında 25 yıllık deneyime sahip olan Giovinetto, İtalya’daki Alto Perfezionamento Musicale okulunda Akustik Fizik ve Elektroakustik dersleri vermektedir. Ableton Certified eğitmeni olup, Milan SAE Institute’de Ses Tasarımı ve Multimedya Enstalasyonları profesörü olarak görev yapmaktadır

Rory Mitchell

Rory Mitchell

Rory Mitchell, Los Angeles merkezli bir XR yönetmenidir. Tiyatro ve belgesel alanındaki geçmişiyle, sosyal ve kültürel temaları teknoloji aracılığıyla keşfetmektedir. Kenyon College'da yönetmenlik eğitimi almış, kariyerine deneysel belgesel tiyatro projeleri üreterek başlamıştır. Daha sonra film ve televizyon sektörüne geçiş yaparak NBCUniversal ve CBS'te prodüksiyon alanında çalışmış, ardından PBS ve sivil toplum kuruluşları için toplumsal ve tarihsel anlatılara odaklanan belgeseller üretmiştir. 2015 yılında Beard & Glasses VR'ı kurarak hikâye anlatımını sanal gerçekliğe taşımış, projeleri Cannes ve Seattle Uluslararası Film Festivali'nde prömiyer yapmıştır. Öne çıkan projelerinden "Diverse & Subversive" adlı VR belgeseli, kentsel dönüşüm karşıtı aktivizmi ele almış ve küresel çapta tanınmıştır. 2020 yılında The Mercantile Agency'yi kurarak büyük markalar için marka belgeselleri ve sürükleyici medya projeleri üretmeye başlamıştır. Ticari VR projeleri arasında Disney, Ketel One ve Los Angeles Nehri için yapılan çalışmalar yer almaktadır.

Sandrine Deumier

Sandrine Deumier

Sandrine Deumier, performans, şiir ve video sanatı alanlarında çalışan çok disiplinli bir sanatçıdır. Çalışmaları, dijital imgelemlerle ilişkili estetik biçimler geliştirerek post-fütürist temaları araştırır. Dijital anlatı ve sürükleyici sanatsal deneyimler konularına tutkuyla bağlı olan sanatçı, uzun süredir yaşayan varlıkların imgelemi etrafında şekillenen şiirsel ve görsel kurgular üretmektedir. Sanatsal araştırmasının merkezinde ekolojik kaygılar ve spekülatif gelecekler yer alır. Deumier’in çalışmaları, dünyada var olmanın yeni yollarını hayal etmeye odaklanır. Bu süreçte yeni teknolojileri animist bir bakış açısıyla kullanır; burada doğanın dengelerinin korunması, yırtıcılık, biriktirme ve sınırsız büyüme gibi yaklaşımların önüne geçer.

Sebastien Labrunie

Sebastien Labrunie

Sébastien Labrunie, 1982 doğumlu Fransız multidisipliner bir görsel sanatçıdır. Sürükleyici enstalasyon sanatı, 360° fulldome filmler, müzik videoları, deneysel VR projeleri ve canlı A/V performansları üretme konusunda uzmanlaşmıştır. Dijital ve analog gerçeklik arasındaki sınırları bulanıklaştıran karma medya kolaj yaklaşımını kullanarak, organik dokular ve ışık aracılığıyla insan algısını keşfeden duyusal deneyimler yaratır. Sürrealist ve empresyonist teknikleri dijital sanatla birleştiren çalışmaları, özellikle büyük ölçekli sürükleyici enstalasyonlarında belirginleşen düşünsel ve spiritüel bir boyut taşır. Grafik tasarım ve VR endüstrisindeki geçmişi, sanatsal pratiğini şekillendirmiştir. Günümüzde deneysel anlatı biçimleri, dijital/analog glitch sanatı ve sürükleyici enstalasyon sanatı üzerine yoğunlaşmaktadır.

Seohyo

Seohyo, gündelik nesneleri medya teknolojisiyle birleştirerek onları alışılmadık hale getiren ve böylece sıradan şeyleri yeni şekillerde algılamamızı sağlayan enstalasyon ve performans temelli sanat çalışmaları üretmektedir. Son yıllarda, pandemi sürecinde kendisini motive etmek amacıyla başladığı günlük kodlama pratiğini üretken sanata genişletmiştir. Matematiksel olarak tasarlanmış şekillerden doğadan ilham alan formlara kadar çeşitli animasyonlar üretmektedir. Eserleri, Kore Ulusal Tarih Müzesi (Seul), Kerry Center (Hangzhou), Ten Square (Singapur), Hoog Catharijne (Utrecht), Shibuya Scramble Crossing (Tokyo) ve Incheon Uluslararası Havalimanı gibi kentsel alanlardaki dijital panolarda sergilenmiştir. Ayrıca BLINK (2024), SIGNAL (2024), Demo Festival (2022), D:Art Festival (2022), Asia Triennial Manchester (2011), Seoul Mediacity Bienali (2008), Gwangju Tasarım Bienali (2007), Kobe Bienali (2007), Ogaki Bienali (2006) ve SIGGRAPH (2006) gibi birçok önemli etkinlikte yer almıştır.

Sergey Prokofiev

Sergey Prokofiev

Sergey Prokofyev, diplomalı bir mimar ve film yapımcısıdır. Şu anda Berlin’de yaşamakta ve çalışmaktadır. Mimarlık ve sinema alanlarındaki geniş deneyimiyle, sürükleyici hikâye anlatımı konusunda yenilikçi yaklaşımlar keşfetmektedir. Mimarlığın yalnızca fiziksel mekânlar yaratmanın ötesine geçtiğine inanarak, derin insani etkileşimler yaratan deneyimler tasarlamaktadır. Çalışmaları, geleneksel medyanın sınırlarını aşmayı, sürükleyici teknolojileri kullanarak insanlar ile çevreleri arasındaki etkileşimi güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Projeleri, kentsel peyzaj tasarımının titiz detaylandırılmasından, sürükleyici sinemanın etkileyici sanatına kadar geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Amacı, kolektif deneyimler yaratarak izleyicileri etkilemek, ilham vermek ve geleneksel bakış açılarını sorgulamaya teşvik etmektir. Sergey’in sürükleyici çalışmaları, çeşitli uluslararası festivallerde takdir toplamış ve ödüller kazanmıştır.

Server Demirtaş

Server Demirtaş

1957 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Server Demirtaş, 1977 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'ne girer. İsmi daha sonra Mimar Sinan Üniversitesi'ne dönüştürülecek Akademi'de Devrim Erbil atölyesinde eğitim alan sanatçı, 1984 yılında mezun olduktan sonra Türk soyut sanatının önde gelen isimlerinden Adnan Çoker ile ortak çalışmalarda bulunur. Resim bölümünden mezun olmasına rağmen gerek eğitim süreci gerekse daha sonrasında gerçekleştirdiği çalışmalarda üçüncü boyutun olasılıklarını arayan ve kendini her zaman bir heykeltıraş olarak konumlayan Demirtaş'ın ilk dönemlerinde gerçekleştirdiği, gazeteleri PVC'yle kaplayıp katmanlardan oluşturduğu üç boyutlu yerleştirmeleri dönemi için öncü ve ses getiren çalışmalardır. 1987 yılında Mimar Sinan Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen ve dönemin en yenilikçi çağdaş sanat sergisi olan "Yeni Eğilimler Sergisi'nde Başarı Ödülü alan sanatçı, 1989 yılında bir diğer önemli sergi olan "Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi'nde Resim Heykel Müzesi Jüri Ödülü'nü kazanır. Demirtaş'ın sürekli değişimi arayan yenilikçi sanat anlayışı 1997 yılında farklı makine parçalarını bir araya getirerek oluşturduğu hareketli heykeller dönemini başlatır. Hiçbir mühendislik eğitimi almayan sanatçının oldukça uzun süreçler gerektiren mekanik heykelleri, Türkiye'de kinetik heykel sanatının önemli örneklerindendir. Demirtaş'ın heykellerinin oluşum aşamasında kullandığı otomobil cam sileceğinden, bisiklet frenine değin uzanan hazır malzemelerin, sanatçının buluşu olan yöntemlerle bir araya getirilerek çarklar aracılığıyla hareketi sağlaması, 12. yüzyılda El Cezeri'nin robotlarından, 15 ve 16. yüzyılda Leonardo da Vinci'nin makinelerine ve 20. yüzyılda Jean Tinguely'nin kinetik heykellerine kadar uzanan bir yolculukta bilim ile sanat, teknoloji ile insan gibi ilişkiler üzerine yeniden düşünmemizi sağlar. Günlük hayatın hızı içinde yakalanamayan ve gittikçe mekanikleşen bir takım insani duygular, Demirtaş'ın mekanik heykellerinde adeta ağır çekime alınarak etkileyici bir gerçeklikle izleyiciye aktarılırken, heykeline can vermek isteyen Pygmalion efsanesinden beri süregelen 'sanatçı ve yaratıcılık' arasındaki ilişkiyi de gözler önüne serer.

Shusha

Shusha

Mezo Dijital, Azerbaycan’ın ilk yapay zeka sanatçısı Şuşa’yı Istanbul Dijital Sanat Festivali’nin II. Edisyonunda, Azerbaycan-Qarabağ değerlerinden esinlenerek ürettiği motiflerini izleyiciyle buluşturdu. Şuşa, yapay zeka sistemleri ve kurumlardan oluşan kolektif zeka çalışmasıdır. Yaratımı geleneksel görsel, sözel ve işitsel motiflere dayanmaktadır. Şuşa adı Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinden gelmektedir. Hikayesi Karabağ’dan başlayan Şuşa’nın yolculuğunun, motiflerin yaratıldığı başka diyarlara doğru devam etmesi arzulanmaktadır. Şuşa’nın yolculuğunun motiflerin yaratıldığı başka diyarlara doğru devam etmesi arzulanmaktadır. Şuşa, bu çalışmada geleneksel halı motiflerini inceler ve onları dijital sanat olarak yeniden yaratır. Motifler, sanat eseri üretiminin, hikaye anlatıcılığının ana çıkış noktalarından biridir. Kaynak motifler, Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı tarafından sağlanan Karabağ halılarından sayısallaştırılmıştır. Kaynaklar, dijital sanatçılardan oluşan bir ekip tarafından analiz edilip çoğaltılmış ve algoritmalar ile dönüştürülüp, görüntü ve videoların üretildiği bir yazılıma aktarılmıştır.

Simone Martinotta

Simone Martinotta

Simone Martinotta, İtalya'nın Milano kentinde yer alan Brera Güzel Sanatlar Akademisi'nde Yeni Sanat Teknolojileri Fakültesi (Yeni Medya Sanatı) üçüncü sınıf öğrencisidir. Bilim ağırlıklı bir lise eğitiminin ardından, felsefe ve sosyal bilimlere duyduğu tutkuyu sanatsal üretimle birleştirmeye karar veren Martinotta, bugün çevresindeki gerçekliği sanatın eleştirel ve yaratıcı bakış açısıyla sorgulamayı amaçlamaktadır. Sanatsal yolculuğunun henüz başında olmasına rağmen, insan ve teknoloji arasındaki ilişki eserlerinde daima merkezi bir rol üstlenmiştir. Martinotta, bu ilişkiyi yalnızca temsili bir düzlemde değil, aynı zamanda insan ile makine arasında bir tür simbiyotik bağ kurma arzusuyla ele almakta ve bu doğrultuda deneysel işler üretmektedir. Sanatı, bilimin derinliğiyle buluşturduğu bu yaklaşım, onun disiplinlerarası bir üretim anlayışını benimsediğini göstermektedir.

Sputniko!

Sputniko!

Sputniko, teknoloji, toplum ve kimlik temalarını keşfeden multimedya sanat eserleri üreten bir sanatçıdır. Eserleri MoMA, Centre Pompidou-Metz, V&A, Cooper Hewitt ve Tokyo Çağdaş Sanat Müzesi gibi uluslararası müzelerde sergilenmiştir. 2013-2017 yılları arasında, MIT Media Lab’de Yardımcı Profesör olarak görev yapmış ve Design Fiction Group’un Direktörlüğünü üstlenmiştir. 2019 yılında Japonya’da sağlık ve iyi yaşamı destekleyen bir şirket kurmuştur.

Sudi Etuz

Sudi Etuz

Sudi Etuz, 2016 yılında İstanbul merkezli olarak kurulan ve kavramsal moda tasarımına odaklanan prêt-à-couture koleksiyonlarıyla öne çıkan yenilikçi bir tasarım markasıdır. Tasarım inovasyonuna adanmış olan marka, titizlikle işlenmiş kumaşlar kullanarak "sokak-couture" anlayışını çağdaş bir bakış açısıyla yeniden tanımlamaktadır. Türkiye'de genç moda tasarımcılarının yaratıcı inovasyonu kavramsal moda tasarımına entegre etmesi ve yerel pazarın küresel vizyonunu genişletmesi gerektiği düşüncesiyle Şansım Adalı, Sudi Etuz’u kurmuştur. 2019 yılında Elle Style Awards Yükselen Tasarımcı Ödülü'ne, 2023 yılında ise Yılın Tasarımcısı Ödülü'ne layık görülmüştür. Bununla birlikte, markanın dijital departmanını kurarak mühendislerle iş birliği içinde yenilikçi uygulamalar geliştirmiştir. Teknolojiyi hem koleksiyon sunumlarında bir araç hem de tasarım sürecinin temel bir unsuru olarak kullanmaktadır. Sudi Etuz, küresel ortaklarla iş birliği yapmakta olup, şu anda tasarımcı markasını Dubai ve İstanbul’da sürdürerek yapay zeka entegreli giysiler üzerinde çalışmaktadır.

SVCCY

SVCCY

Svccy, İtalyan bir dijital sanat sanatçısıdır. Sanatsal eğitimine 2016 yılında başlamış, önce dijital kolaj sanatında uzmanlaşmış, ardından 3D grafik alanına yönelmiştir. Sanatsal araştırmaları, kimlik, özgünlük ve medyanın yanıltıcı özgürlüğü temalarını ele alır. Çalışmaları, heykelsi insan figürleri ile öne çıkar; bu figürler genellikle yüzsüzdür veya nesnelerle örtülüdür, bu da günümüz toplumunda bireysel kimlik eksikliğini sembolize eder. Karmaşık animasyon kompozisyonlarını, kendisinin ürettiği müziklerle zenginleştirerek bütüncül ve benzersiz bir sanatsal deneyim yaratmaktadır. Ocak 2023’te, Londra’nın ünlü ve yenilikçi sanat mekânı W1 Curates’te solo sergi açan ilk İtalyan sanatçılardan biri olmuştur. Zanini Arte küratörlüğünde, Dystopian Constructions adlı sergisini Oxford Street’te izleyiciyle buluşturmuştur. Aynı yılın baharında, Neo Shibuya TV ile işbirliği yaparak Tokyo’daki Shibuya’da eserlerini sergilemiş ve Milano Dijital Sanat Haftası’na katılmıştır. Ayrıca 2023 Trilogia d’Autunno etkinliğinde, Ravenna Festivali kapsamında Vincenzo Bellini’nin Norma ve Giuseppe Verdi’nin Nabucco operalarına dijital sanat eserleriyle hayat vermesi için seçilmiştir. Maestro Riccardo Muti’nin yönetiminde, avangart sahne tasarımlarıyla dijital sanatın klasik tiyatro ve opera dünyasına entegrasyonunda devrim yaratmıştır. 2024 ve 2025 yıllarında, Londra Dijital Sanat Haftası’nda eserlerini sergilemiş, ayrıca Belçika, Romanya, Endonezya ve Güney Afrika’daki 7.000’den fazla ekranda yer almıştır (Artcrush Gallery aracılığıyla). Las Vegas’taki The Venetian Resort ile animasyon sanat eserleri üretmek için işbirliği yapmış, Paris’in çeşitli noktalarında ve CAP 3000’de (Nice, Fransa) animasyonlu triptik çalışmalarını sergilemiştir (Art Point - Paris, Fransa işbirliğiyle). Zanini Arte Galerisi (Mantova, İtalya) tarafından phygital sanatçı olarak temsil edilen Svccy, birçok fuar ve sergide yer almaya devam etmektedir.

Timo Wright

Timo Wright

Timo Wright, Helsinki, Finlandiya merkezli bir medya sanatçısıdır. 2014 yılında Aalto Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi’nden yüksek lisans derecesi ile mezun olmuştur. 2010 yılından bu yana yurt içi ve yurt dışında birçok sergiye katılmıştır. Eserleri şu mekânlarda sergilenmiştir: Nakanojo Biennale (2023) Nikolaj Kunsthal (2022) Kunsthal Charlottenborg (2017 & 2018) Samuelis Baumgarte Galerie (2017) Galerie Anhava (2016) Helsinki Sanat Müzesi (2013) Helsinki Tasarım Müzesi (2012) Amos Anderson Sanat Müzesi (2012) Kunsthalle Helsinki (2012, 2010 & 2009) Filmleri ve video çalışmaları, Jihlava Uluslararası Belgesel Film Festivali, IDFA, Slamdance, Uluslararası Rotterdam Film Festivali ve Japonya Medya Sanatları Festivali gibi önde gelen festivallerde gösterilmiş, 80’den fazla festival ve sergide yer almıştır.

Timothy Thomasson

Timothy Thomasson

Timothy Thomasson, Montréal merkezli bir sanatçıdır. Çalışmaları, hareketli görüntülerin tarihsel ve çağdaş bağlamlarda nasıl üretildiği ve tüketildiğini sorgular. Özellikle bilgisayar üretimli görsellerin ve yeni teknolojilerin toplum, kültür, estetik ve algı üzerindeki etkilerine odaklanır. Thomasson’un işleri, uluslararası düzeyde çeşitli galerilerde ve medya sanatları festivallerinde sergilenmiştir. Sanat pratiği, teknolojik görselliğin eleştirisini yaparken çağdaş medya estetiği üzerine düşünsel bir zemin kurar.

Universal Everything

Universal Everything

Universal Everything, medya sanatçıları, deneyim tasarımcıları ve geleceği şekillendiren yaratıcıların oluşturduğu bir kolektiftir. Yaşamı olumlayan, geleceğe yönelik pozitif ve izleyici odaklı yaklaşımları, tüm iş birliklerine, sanat eserlerine ve prototiplerine ilham vermektedir. 2004 yılından beri uzaktan çalışan UE, her proje için küresel ağlarından özel ekipler oluşturmaktadır. Yeni nesil görüntüleme teknolojilerini bir tuval olarak kullanan kolektif, tasarım, mimari, doğa ve dijital yaşamı stilize ve oyunbaz bir yaklaşımla ele almaktadır. Çalışmaları, sinematik CGI, fizik simülasyonları ve gerçek zamanlı üretken tasarımları altüst ederek hareketli görüntü, etkileşim ve sürükleyici mekânlar için yeni biçimler yaratmaktadır. Stüdyo; Apple ile gelecek araştırmaları, Hyundai ile sürükleyici mekânlar, Radiohead ile üretken ses-görsel uygulamalar ve Zaha Hadid Architects ile etkileşimli alanlar gibi iş birlikleri yürütmektedir. UE’nin kendi başlattığı sanat eserleri, sınırlı edisyon olarak sunulmaktadır. Prototipler, UE'nin evriminde temel bir rol oynayarak yararlı tasarımın aynı zamanda güzel, arzu edilir ve neşeli olabileceği inancından ilham almaktadır.

Victoria Fard

Victoria Fard

Victoria Fard, mimarlık, sanat ve dijital teknolojiler konusunda uzmanlaşmış ödüllü bir sanatçıdır. Fard'ın hayal edilen dünyaları, bağlantı, keşif ve düşünceye davet eden görsel ve sürükleyici bir deneyim sunar. Fard, fantastik 3D ortamlar ve maddi olarak uygulanabilir heykeller yaratmak için dijital ve algoritmik araçlarla üretilen öğeleri birleştirir. Eserleri, doğa ve kültürel miras temalarını, bunları koruma ve insanları sürükleyici hikaye anlatım biçimleriyle birbirine bağlama umuduyla keşfeder. Fard'ın çalışmaları, New York'ta Times Square Arts Midnight Moment'taki gece gösterimleri, Londra'daki The Outernet, GridX Lüksemburg ve Art Basel Miami, AURORA Biennial Dallas, Frieze LA, IGNITE Broward ve Lüksemburg Sanat Haftası gibi büyük sanat sergilerinde dahil olmak üzere dünya genelinde çeşitli mekanlarda sergilenmiştir. Yaratımları ayrıca Château de Lumières, Constellations de Metz, Westfields Les 4 Temps, The Museum of Discovery and Science, La Compagnie, Société Générale ve VEEPEE Paris'te de gösterilmiştir. Bunların yanı sıra, çalışmaları New York, Los Angeles, Paris, Lüksemburg, Amsterdam ve Zürih'teki galerilerde sergilenmiştir.

WHYIXD

WHYIXD

2011 yılında Yen Po Yeh, Zih Jing Wei ve Chieh Lin Chuang tarafından kurulan WHYIXD, Tayvan merkezli bir yeni medya sanat enstalasyon stüdyosudur. Sanat, mimari, tasarım, mühendislik ve mekanik alanlarında uzmanlaşmış 13 kişilik ekibi, fiziksel enstalasyonlar üreterek teknoloji ve yeni medya aracılığıyla farklı olasılıkları keşfetmektedir. Sanatsal Yaklaşım WHYIXD, "Gelecek-Doğa Uyumu" (Future-Nature Synergy) temasına odaklanarak, çevre ve insan arasındaki ilişkiyi detaylı gözlemlerle incelemektedir. Çeşitli malzeme ve teknolojileri kullanarak, dijital çağda kelimeler ve imgelerle ifade edilemeyen duyguları ve içsel şiirselliği sanat yoluyla aktarmaktadır. Eserleri, izleyicileri düşündürmeye ve dünya ile daha derin bir bağ kurmaya teşvik eden sorular ortaya koymaktadır. Ödüller & Koleksiyonlar WHYIXD, uluslararası alanda birçok ödüle layık görülmüştür, bunlar arasında: ● İtalyan A' Design Award Platinum ● Alman Red Dot Design Award ● İsviçre LIT Lighting Design Award ● İngiltere darc award 2021 yılında, Tayvan’ın en iyi 100 tasarımı arasında gösterilmiştir. Büyük ölçekli enstalasyonları, yerel ve uluslararası koleksiyonlarda yer almakta olup, "#define moon_" adlı enstalasyonu, Pekin’in 798 Sanat Bölgesi'nde kalıcı olarak sergilenmektedir.

Yaren Bozar

Yaren Bozar

Yaren Bozar, İstanbul ve Berlin menşeli dansçı ve performans sanatçısıdır. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde okurken Gurur Ertem ve Arzu Öztürkmen gibi hocalarla tanışıklığından etkiyle özellikle sanat ve beden politikaları üzerine çalışmaya başladı. Günümüzde Freie Üniversitesi’nde sosyoloji alanında master eğitime devam etmektedir. 2017 yılında Cansu Ergin ile tanışmasıyla çağdaş dans alanında çalışmalarına başladı. 2022 yılından Boğaziçi Üniversitesi Çağdaş Dans Topluluğu'nun kuruluşunda ve bünyesindeki atölyelerin yürütücülüğünde önemli bir rol oynadı. 2023 yılında Garanti Kültür Merkezi ve Beyoğlu Çatı Dans Stüdyosu'nda gerçekleştirdikleri “Bıraktım, tekrar düşsün” adlı performansın koreografisini yaptı ve ekibiyle birlikte dans etti. 2023 yılında Sanpapie Dance Company Milano ve İstanbul Doğaçlama Dans Festivali işbirliğiyle gerçekleştirilen “Go Towards” performansında dansçı olarak yer edindi. Kasım 2023'te Hfs Berlin'de koreografisini Onur Özyurt’un yaptığı “merged” adlı dans performansında yaratıcı dansçı olarak çalıştı. Mayıs 2024’te Çıplak Ayaklar Stüdyosu’nda “Göz Görmeyince Beden Katlanır” adlı doğaçlama ses ve dans performansını gerçekleştirdi. Ertan Çetin ile birlikte gerçekleştirdiği son multimedya performans projesi desmo- Temmuz 2024'te Barınhan'da Na+CTRL kolektifinin Yuva Sergisi kapsamında prömiyerini yaptı ve sırayla Duende Tiyatro ve Arter Karbon’da tekrar sahnelendi. Günümüzde hareket, ses ve bunların birbirleriyle olan ilişkiselliklerine dair araştırmalarına devam etmektedir.

Ying Gao

Ying Gao

Ying Gao, Montreal merkezli bir moda tasarımcısı ve akademisyendir. Daha önce HEAD-Genève’de Moda, Mücevher ve Aksesuar Tasarımı Programı’nın başkanlığını yapmış, şu anda Quebec Üniversitesi’nde (UQAM) profesör olarak görev yapmaktadır. Sanatsal üretimi, dünya çapında 100’den fazla sergide sunulmuş ve Time, Vogue, The New York Times, Dazed and Confused, Interni, ARTE gibi prestijli medya kuruluşlarında yer almıştır. Wallpaper dergisi tarafından "Fab 40: Canada" listesine seçilmiştir. Eserleri, Dakis Joannou Koleksiyonu, Montreal Güzel Sanatlar Müzesi ve M+ Hong Kong gibi birçok özel ve kamu koleksiyonunda bulunmaktadır. Ying Gao, moda tasarımı, ürün tasarımı ve medya tasarımını birleştirerek giyime dair varsayımlarımızı sorgular. Çalışmalarında, kıyafetin yapılandırılmasını incelerken sosyal ve kentsel çevredeki dönüşümlerden ilham alır. Tasarımı bir iletişim aracı olarak gören sanatçı, Bireyin statüsünü ve fiziksel sınırlarının dış etkenlerle nasıl değiştiğini inceler, Giyim kavramını geçişsel bir alan olarak ele alır, Yaşadığımız dünyadaki köklü dönüşümleri yansıtarak, teknolojik deneylerin ötesine geçen radikal bir eleştirel boyut taşır.

Talat Alkan

Talat Alkan, bir medya sanatçısı, yaratıcı yönetmen ve sürükleyici ve gerçek zamanlı teknolojilerde hikaye anlatımında öncüdür. Metaverse'ler oluşturmak ve hikayeler anlatmak için Partners ile birlikte Muse VR Lab'ın ortak sahibi ve Şef Kreatif Sorumlusu olarak Türkiye, İstanbul'da yaşıyor. Alkan'ın görsel-işitsel yeni medya enstalasyonları World Architecture Festival, Art New York, Saatchi Gallery, London, Art Basel, Pera Museum, Art Basel, Borusan Contemporary, La Biennale di Venezia gibi önemli kurum, müze, festival ve organizasyonlarda yer aldı. Paris Louvre Museum Carousell, Perili Köşk İstanbul, İstanbul Tasarım Bienali. Studio, ilk oda ölçekli ve etkileşimli VR sanat deneyimlerinden birini yarattı; Michelangelo’nun Rüyası, Osman Hamdi Bey’in Dünyasına Yolculuk, Tesla’nın Laboratuvarında ve kreatif direktörlerimiz Julio Le Parc, Mark Paul Deren, Alex Gray gibi dünyanın dört bir yanından pek çok sanatçıyla işbirliği yaptı. Muse VR, çeşitli profesyonel geçmişlerden ve ülkelerden sanatçılar, mimarlar, yazılım geliştiriciler ve araştırmacılardan oluşur. Studio, yaratıcı endüstrileri ve akademileri desteklemek için disiplinlerarası bir yaklaşımla stajyerlik pozisyonları açar. Sürükleyici ve etkileşimli hikaye anlatımında öncü bir yaratıcı ekip olarak Muse VR, Block Party, AURA Mimarlık ve Şehircilik Araştırmaları Akademisi, Ege Üniversitesi ve İstanbul Sanat Kulübü ile ortaklık yapıyor.

Kübra Yöntem

Kübra Yöntem

Kübra Yöntem, geleneksel ve dijitali harmanlayan disiplinlerarası bir sanatçı ve yaratıcı yönetmendir. Grafik tasarım, dijital sanat ve hareketli görseller alanlarında uzmanlaşarak hem ticari hem de sanatsal projelerde aktif rol almıştır. Türkiye Yüzyılı İletişim Ofisi'nde tasarım direktörlüğünü üstlenen Yöntem, Cumhurbaşkanlığı kampanyaları, Sıfır Atık Projesi, çeşitli projeler ve savunma sanayi kurumlarının açılış ve teslimat törenlerinde yaratıcı süreçlere liderlik etmiştir. 2025 yılında Osaka Expo Türkiye Pavilyonu’nun dijital sanat koordinatörü olarak görevlendirilen Yöntem, burada geleneksel motifleri dijital teknolojiyle yeniden yorumladığı özel bir çalışma üretti. Anadolu’nun kültürel mirasını merkezine alan bu çalışma, geçmiş ve geleceği birbirine bağlayan sanatsal bir köprü kurmayı hedefler. Sanatsal üretimlerinde zaman, hafıza ve ışık ilişkisine odaklanan Yöntem, dijital sanatın özünü kucaklayan, teknoloji odaklı bir görsel dil geliştirir. Kolaj, hareketli grafikler ve kodlama tekniklerini kullanarak geçmişin izlerini bugünün duyusal anlatılarına dönüştürür.